Kedilerde Egzema – Belirtileri , Tedavisi

Kedilerde Egzema – Belirtileri , Tedavisi

Kedilerde egzama atopik dermatit olarak da bilinen kaşıntılı bir cilt hastalığıdır. Kediler birçok şeye karşı alerjik reaksiyon oluşturabilirler. Kedilerde yaygın olarak dış çevreden polenler, kauçuk, ev içinde toz, çeşitli yiyecekler alerjik reaksiyonlara neden olmaktadır. Egzamanın neden olduğu cilt lezyonları kedinin vücudu üzerinde çeşitli bölgelerde görülebilir. Kedilerin çenesinde çıkan sivilce görünümlü deri lezyonları da alerjen karakterdeki belirtilerdendir.

Kedilerde Egzema

Kedi Egzaması Nedir?

Kedilerde alerjik egzama bir kedinin soluduğu veya dokunduğu bir alerjene karşı gelişen cilt reaksiyonları sonucunda oluşur. Kedinin alerjene gösterdiği tepki sonucunda lezyonlu cilt kızarır, patlar ve kaşınmaya başlar. Egzama köpeklerde ve insanlarda da sık görülen ve rahatsız edici kaşıntısıyla bilinen bir cilt rahatsızlığıdır. Bu nedenle egzama belirtileri ortaya çıkmaya başladığında kedi bu bölgeyi çok şiddetli bir şekilde kaşır ve cilt lezyonu kanar, şişer ve yayılma gösterebilir. Kedilerde egzama lokalize olarak ortaya çıkar ancak tedavi edilmezse tüm vücuda yayılabilir.

Kedilerde Egzama / Atopik Dermatit Belirtileri Nelerdir?

Kedilerde egzama belirtisi alerjik yönden insanlarda meydana egzama ile aynı özelliklere sahipken, sadece kedilere özgü egzama belirtileri de hastalığın diğer belirtilerini oluşturur. Kedilerde egzama belirtileri ise şu şekildedir:

  • Pullu ve dökülmüş görünümlü cilt
  • Renk değiştiren cilt dokusu
  • Sertleşmiş cilt
  • Kedinin kaşınma esnasında öbek öbek tüy koparması
  • Hasar görmüş, çizilmiş cilt
  • Kırmızı renkte ince ve uzun lezyonlar
  • Deri üzerinde tahrişten kaynaklı sıcak bölgeler
  • Deri lezyonunun kötü kokması
  • Kulaklarda kulak içi tahriş (bazı durumlarda enfeksiyonlu olabilir)
  • Egzamanın bacak arasında, anüs bölgesinde, sırtta ya da karın bölgesinde olduğu durumlarda aşırı yalanma ve kaşınma
  • Sık sık kaşınma
  • Huysuzluk
  • İştahsızlık
  • Davranış değişikliği
  • Çene aknesi

Türündeki belirtiler kedilerde egzama olduğu durumlarda sıkça rastlanan belirtilerdir. Kedinizde bu belirtilerin bir ya da birkaçını görüyorsanız vakit kaybetmeden veteriner hekiminize danışmanız gerekir.

Kedilerde Egzama / Atopik Dermatitin Oluşma Nedenleri Nelerdir?

Kedilerde egzama cilt rahatsızlığı çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkabilmektedir ve her kediye göre değişkenlik gösterebilmektedir. Atopik dermatit alerjik bünyedeki kedilerde daha sık ortaya çıkar ve nüksetme eğilimi gösterir. Bu nedenle egzamanın altına yatan neden saptandığında kediyi mümkün olduğunca sebep olan faktörden korumak gerekir. Kedilerde egzama evde tedavi için öncelikle kedinizin maruz kaldığı alerjenin ne olduğunu tespit etmeniz gerekmektedir.

Kedilerde atopik dermatite yol açabilen durumlar şu şekildedir:

 

  • Süt ürünleri tüketimi
  • Ev tozu, toz akarları solunması
  • Ağaçlar
  • Dış çevreden polen solumak
  • Pirelerin ısırması
  • Yün, naylon, plastik veya kauçuk gibi maddelere karşı aşırı hassasiyet durumlarının gelişmesi
  • Tahıllı yiyecekler, gıda boyalı yiyecekler, katkı maddeli besinler
  • Küf sporları
  • Böcek proteinleri
  • Genetik yatkınlık
  • Turuncu renkteki kediler
  • Safkan kediler
  • Coğrafi faktörler
  • Endokrin hastalıkları
Kedilerde Egzema Belirtileri

Kedilerde Egzama / Atopik Dermatit Teşhisi Nasıl Olur?

Kedilerde egzamanın belirtileri tipik özellikler taşır ve genellikle veteriner hekiminiz egzama teşhisini koyma konusunda gecikmez. Ancak bazı durumlarda, özellikle de altta yatan bazı hastalıklar da varsa tanıdan emin olmak için bazı testlere ihtiyaç duyulabilir.

Egzama teşhisinde kedinin hastalık geçmişini veterinere bildirmek çok önemlidir. Daha önce hangi hastalıkları geçirdiğini, kronik bir hastalığı olup olmadığını, sürekli kullandığı bir ilacın olup olmadığını ve kedinizin nelere karşı alerjisinin olduğunu veteriner hekiminize muayene sırasında bildirmeniz gerekir. Egzamalı bölge için atopik dermatit testi yapılır ve öncelikli olarak gıda alerjisi yapabilecek durumların üzerine gidilir.

Muayene esnasında cilt üzerinde meydana gelen lezyonların enfeksiyon kapıp kapmadığı kontrol edilir ve antikor testine ihtiyaç duyulabilir.

Veteriner hekim kedide egzama teşhisini koyduktan sonra alerji testlerini yapma aşamasına geçer. Alerji testleriyle kedinin vücuduna çeşitli alerjenler sokulur ve bu şekilde kedinin neye karşı alerjisi olduğu tespit edilir.

Kedilerde Egzama / Atopik Dermatit Tedavisi Nasıl Olur?

 

Kedilerde egzama tedavisi alerjen maddeyi kediden uzaklaştırma ile sağlanır. Kedinin bu aşamada hala neye karşı alerjisi olduğu bilinmiyorsa kedi sahibinin bunu deneme yanılma yöntemiyle test etmesi gerekebilmektedir.

Kedilerde Egzema Tedavisi

Kedilerde egzama ilaçları için veteriner hekiminiz kedilerde egzama kremi, solüsyon, pomad reçete edebileceği gibi ağız yoluyla alınan ilaç tedavisine de başlayabilir. Kedilerde egzama farklı şiddette ve yoğunlukta görülebilir ve belirtileri de kediden kediye değişebilir ancak egzamanın neden olduğu karşı konulamaz şiddetli kaşıntı her kedide görülür. Kedilerde egzamaya ne iyi gelir seçeneklerini uygularken, kedinin lezyonlu bölgeyi sürekli kaşımaması için de tedavi süresince kediye Elizabeth yakasının takılması önerilmektedir.

Kedi Aknesi – Çene Altı Siyahlıklar

Kedi Aknesi – Çene Altı Siyahlıklar

Kedi aknesi kedilerde yaygın olarak görülen bir cilt rahatsızlığı durumudur. Kedi aknesi çene etrafındaki kıl köklerinin tıkanması sonucunda oluşur ve bu bölgelerde içi iltihap dolu apseler ortaya çıkabilir. Aknenin oluştuğu bölge kedinin kaşımasıyla daha kötü hale gelebilir ve bakteriyel enfeksiyonlar görülebilir.

kedi aknesi

Kedi Aknesine Neden Olan Durumlar Nelerdir?

 

Kedi aknesi neden olur tam olarak sebebi bilinmemektedir. Birçok kedi hayatındaki bazı dönemlerde kedi aknesi cilt rahatsızlığı geçirebilir. Alerjik bünyeli kedilerde, bağışık sistemi zayıf olan kedilerde kedi aknesinin daha sık gerçekleştiği gözlemlenmiştir.

 Birden fazla kedinin bulunduğu ortamlarda da kedi aknesinin görülme olasılığı daha fazladır. Sebebi tam olarak bilinmese de klinik vakalar kedi aknesinin genetik aktarımla daha sık gerçekleşebileceğini göstermektedir.

 Araştırmalar sonucunda üst solunum yollarını etkileyen bazı virüs çeşitlerinin kedi aknesi oluşumuna zemin hazırladığını göstermektedir. Kedi aknesini oluşturan bir diğer durumun da yağ bezlerinde üretilen sebum miktarının artması sonucunda gerçekleştiği düşünülmektedir. Sebumda yağlı maddenin yüksek miktarda üretimi kıl köklerinin tıkanmasına sebep olabilmektedir.

 Kedi aknesi bağışıklık sisteminin zayıf olması ve bazı kedi hastalıklarının ortaya çıkması sonucu daha sık görülmektedir. Klinik vakalarda gıdaların ve çevresel faktörlerin neden olduğu durumlar da yaygın olarak gözlemlenmektedir. Aşırı cilt hassasiyetine sahip kedilerde akne gibi deri problemleri daha sık görülmektedir. Hastalık sonucu tüy sağlığı yerinde olmayan kedilerde de akneye sık rastlanmaktadır.

kedi aknesi siyahlık nedenleri

Kedilerde Akne Belirtileri Nelerdir?

 

Kedi ağız aknesi kedinin çenesinde deri lezyonları olarak görülen belirtilere sahiptir. Çene derisi akne nedeniyle daha sert ve daha kırmızı bir görüntüye sahip olurken deri altında gözüken siyah noktalar / lezyonlar da aknenin belirtileri arasındadır. Bazı durumlarda çene altındaki lezyonlu bölgeden akıntı gelebilir ve iltihap belirtileri oluşmaya başlayabilir. Kedi aknesi sağlıklı kedilerde ağrılı ve çok şiddetli bir kaşıntıyla karakterize değildir. Ancak hasta kedilerde, özellikle de alerjik reaksiyona yatkın kedilerde lezyonlar genellikle iltihaba dönüşür ve çene bölgesi ağrılı / kaşıntılı bir hal alır. Kedilerde akne belirtileri diğer hastalıklardan kaynaklanan belirtilere de sahip olabilir. Kedilerde akne saçkıran ya da mantar enfeksiyonu geçiren kedilerde deri hastalığı belirtisi olarak ortaya çıkabilmektedir.

kedi çene altı siyahlıklar

Kedi Aknesi Nasıl Tedavi Edilir?

Kedi aknesi tedavisi için kedinin veteriner hekim tarafından muayene edilmesi gerekir ve hastalığın doğrultusunda tedaviye başlanmalıdır. Akne bölgesinin temizliğinin daha kolay olması için ve kullanılan ilaçların daha iyi etki edebilmesi için öncelikle çene altı tıraşlanmalıdır. Tıraşlanan bölgede aknenin varlığı ve yoğunluğu daha açık bir şekilde görülecektir ve önlemlerin alınması bu sayede daha kolay olacaktır.

Akne nedeniyle hasar görmüş cilt antiseptik solüsyonlar ile iyice temizlenmelidir ve iltihaplı yapıdaki aknelerin içi boşaltılmalıdır. Kedi aknesi nasıl geçer, bazı vakalarda akneler içi iltihaplı yapıya sahip olur ve bu durumda tedavinin daha uygun şartlarda gerçekleşmesi için komedoların / apselerin içinin boşaltılması gerekir. Kedinin temizlenen bölgeyi kaşıması tedavi sürecini yavaşlatacağı için tedavinin başından sonuna kadar veteriner hekiminizin tavsiyesi üzerine kediye elizabeth yakası takılabilir.

Kedilerde akne tedavisi için kedi aknesi ilacı topikal ilaç seçeneklerinden oluşmaktadır. Topikal ilaçlar ile uygulanan tedavi enfeksiyona bağlı olarak gelişen her durum için etkilidir. Veteriner hekiminiz ayrıca iltihabın şiddetine göre yaşanan ağrılı durumlar için steroid kullanımına başlanmasını tavsiye edilir. Steroidler topikal olarak uygulanmasının yanı sıra ağız yoluyla ya da enjeksiyon yoluyla da uygulanabilmektedir.

Bazı durumlarda aknenin şiddetine göre antibiyotik ilaç kullanımına başlanabilir ancak genellikle buna ihtiyaç duyulmaz. Akne tedavisi için kedi aknesi kremi ile topikal tedavi yöntemi daha yaygındır.

kedi çene altı siyalıklar

Kedi Aknesini Önlemek İçin Neler Yapmak Gerekir?

Kedi aknesine ne iyi gelir çözüm yöntemleri arasında kedi aknesinin ortaya çıkmasını önlemek de yer alır. Yapısal olarak kedi aknesi kronik bir cilt problemidir ancak kedinin uygun tüy bakımı düzenli bir şekilde yapılırsa kedi aknesinin görülme olasılığı azalacaktır.

Her hafta düzenli olarak kedinin tüyleri taranmalıdır ve özellikle kıl köklerini açmaya yardımcı olmak için çene bölgesi nazikçe fırçalanmalıdır. Aknenin nüksetmesini önlemek için altta yatan hastalık sebepleri ve alerjik reaksiyon durumları için önlem almak gerekmektedir. Kedinin mama ve su kapları her daim temiz olmalıdır ve plastik kullanımından kaçınılmalıdır.

Kedi Herpes Virus Hastalığı ( FHV ) – Feline Herpesvirus

Kedi herpes hastalığı virüsü, diğer adıyla kedi rinotrakeit virüsü en genel anlamda kedi gribi / kedi nezlesi virüsüdür. Herpes virüsü bulaşıcılık özelliği çok yüksek olan bir virüstür.  Herpes virüsü kedilerin vücudunda konaklamaya başladığında genellikle üst solunum yollarına, göze ya da ağız mukozasına yerleşirler ve yayılırlar. Herpes virüsü nadir de olsa akciğerlere yerleşme özelliğine sahip bir virüstür.

Kedilerde Herpes Virus En Çok Hangi Kedilerde Görülür?

Herpes virüsü kedilerde çok yaygın görülen çok yüksek bulaşıcı özellikte bir virüstür. Herpes virüs kedi vücuduna bir kez girdiğinde kedinin yaşamı boyunca vücudunda yaşamaya devam eder. Çevresel faktörlerin ve stresin etkisiyle de virüs tekrar kedide enfeksiyon belirtileri oluşturmaya başlar.

Herpes virüsünden korunmak için yavru kedilerde ve yetişkin kedilerde düzenli olarak karma aşısının yapılması gerekir. Herpes virüs her yaştan ve ırktan kediye bulaşabilme özelliğine sahiptir. Ancak herpes virüsü hızlı yayılma özelliği gösterdiği için barınaklardaki kedilerde ve bir arada yaşayan kalabalık kedi popülasyonu yerlerde görülme olasılığı daha yüksektir. Herpes virüsünün sebep olduğu enfeksiyon hastalığı genç yaştaki kedilerde ve yaşlı kedilerde daha sık görülür. Özellikle yavru kedilerde hastalık farenjit şeklinde bir seyre sahip olabilir. Bağışıklık sistemi baskılanmış kediler bu nedenle herpes virüsünün belirtilerini de daha şiddetli geçirirler. Kedilerde virüs bu nedenle acil karantina önlemleri de gerektirebilir.

Herpes virüsü her cinsten kedi grubunda görülebileceği gibi aşısız kediler de bu hastalığa en sık yakalanan kedi grubunda yer alır. Herpes virüsünden korunmak için aşı olmamış kediler sokağa çıkmasalar dahi hasta olabilirler. Bu nedenle kedi evde yaşadığı için kedinin aşılarını yaptırmamak yanlıştır. Herpes virüsü yüksek derecede bulaşma özelliğine sahip olduğundan risk her zaman olacaktır.

Her hastalıkta olduğu gibi herpes virüsü hastalığında da stres altındaki kediler hastalığın semptomlarını daha yoğun yaşarlar. Stresli bir kediye herpes virüsü bulaştıysa eğer tedavi ile birlikte onu strese sokan diğer faktörleri de ortadan kaldırmak gerekir. Çünk stresli kediler sağlıklarına doğrudan kavuşamazlar.

Kedilerde herpes virüsü hiçbir koşulda insana bulaşan bir hastalık değildir.  Kediler arasında en yaygın olarak görülen herpes virüsü kalisivirüs ile birlikte kedilerde grip ve nezle durumlarının yaşanmasına sebep olur.

Kedilerde Herpes Virus (FHV) Nasıl Bulaşır?

Herpes virüs inatçı karakterde bir virüstür. Bir kez kedinin vücuduna yerleştikten sonra orada yaşamaya devam eder ve kedinin bağışıklık sistemi zayıfladığında tekrar ortaya çıkabilir ve bulaşma özelliğiyle de yayılmaya devam eder.

FHV virüsünün bulaşma şekli ise öncelikle solunum yoluyla gerçekleşir. Herpes virüsü taşıyan bir kedi bu hastalığı başka bir kediye salyasıyla, burun ve göz akıntısıyla, öksürme ve hapşırma yoluyla bulaştırır. Bu aşamada aynı ortamda bulunmaları yeterli olacaktır. Aynı kaptan yemek yemeleri, su içmeleri de hastalığın bulaşma riskinde etkin rol oynar.

Herpes virüsü anne kediden yavru kediye hastalığın aktarılması şekliyle de bulaşabilir. Bu aşamada yavru kediler bağışıklık sistemleri henüz gelişmediği için hastalığı daha şiddetli geçirebilir. Eğer uygun tedavi yapılmaz ise yavru kedilerde genellikle göze yerleşen herpes virüsü yavru kedide göz kaybına neden olabilmektedir.

Kedilerde Herpes Virus (FHV) Belirtileri Nelerdir?

Kedilerde herpes virüsü hastalığının belirtileri insanlarda grip hastalığının belirtilerine benzer özellik gösterir:

  • Yüksek ateş
  • Ağızdan salya gelmesi
  • Burun akıntısı
  • Nefes almada zorluk
  • Göz akıntısı (daha sık yavru kedilerde görülür. Yavru kedilerde herpes virüsü genellikle göze yerleşir.)
  • İştahsızlık
  • Halsizlik, yorgunluk, depresyon

 

Kedilerde Herpes Virus (FHV) Tedavisi Nasıl Olur?

 

Kedilerde herpes tedavisi semptomları iyileştirmeye yönelik olacaktır. Virüsün bulaştığı kediler bu hastalığı çok hafif seyirde atlatabileceği gibi bağışıklık sistemi zayıf olan kediler belirtileri daha şiddetli geçirebilmektedir.

 

Kedilerde herpes virüsü genel olarak kedilerde soğuk algınlığı ya da grip gibi hastalıklara yol açtığı için hastalık tanısında kedi gribine sebep olan virüsün hangi çeşit olduğunu bilmeye genellikle ihtiyaç yoktur. Kedilere bulaşan herpes virüsü kalisivirüsle birlikte kedi gribini oluşturan en büyük sebeplerdir. Herpes virüs ve kalisivirüs birbirine benzer semptomlara sahip olsalar da bazı belirtiler virüsün karakterine özgü semptomlar gösterebilir. Eğer veteriner hekim kedi gribine sebep olan virüsün hangi virüs olduğunu öğrenmeye ihtiyaç duyarsa ağızdan ve gözden salgı örnekleri alır ve laboratuvar testleri sonucunda virüsün çeşidi öğrenilir.

 

FHV’li kediler için herpes virüs tedavisi antibiyotik tedavisidir. İnsanlarda olduğu gibi kedilerde de grip için antibiyotik çok etkilidir. Antibiyotikler ile solunum yolu enfeksiyonunun neden olduğu hasar engellenmiş olur.

 

Antibiyotik tedavisi devam ederken kedinin diyetine çok dikkat etmek gerekir. Kediler bu dönemde stresten uzak tutulmalıdır ve besleyici öğünler içeren bir diyete başlanmalıdır. Her daim kedinin sıcak kalmasını sağlamak da çok önemlidir. Kedinin iştahı yoksa hasta kediler için özel olarak üretilmiş çok yüksek besleyici değeri olan ıslak mamalardan tüketilmelidir. Düzenli olarak su içip içmediğini kontrol etmek, düzenli olarak burun ve göz akıntılarını silmek de kedi sahibinin ev bakımında yapabilecekleri arasında yer alır.

Kedilerde FIV Hastalığı – Kedi Aids Hastalığı

Kedilerde FIV hastalığı kedilerin bağışıklık sistemine etki eden ve yalnızca kedileri etkileyen bir virüs olma özelliğine sahiptir. FIV virüsünün sebep olduğu kedi aids hastalığı bulaştığı andan itibaren yıllar boyunca hastalık semptomlarını gizleyebilen bir hastalık olduğu için hastalığın teşhisi bazı durumlarda daha geç zamanlarda gerçekleşebilir.

Kedilerde FIV Nedir?

Kedilerde FIV virüsünde hastalık belirtilerinin görülme oranı çok düşüktür. Aids hastalığı bir kedi için yıllarca teşhisi koyulamayan bir hastalık olabilir. Kedi aidsini insanlarda görülen aids hastalığı ile karıştırmamak gerekir. Kedi aidsi hastalığının virüsü FIV ve insanlarda görülen aids hastalığının virüsü HIV aynı virüs grubunda yer alsalar da ikisi de farklı canlı grubunu enfekte eder. Bu nedenle kedilerde görülen FIV virüsü kesinlikle insana bulaşma özelliğine sahip değildir.

Kedi aidsi hastalığı doğrudan kedilerde bağışıklık sistemi ile ilgilidir ve bağışıklık sistemini zayıflatır. FIV virüsü bu nedenle her kedi için değişkenlik gösterebilen bağışıklık sistemi düşüşü ile alakalı semptomlara neden olur. FIV virüsünün mevcut olan farklı türleri kedilerde aids hastalığı belirtilerinin çok daha şiddetli geçmesine neden olabilmektedir.

Kedilerde FIV Hastalığı – Kedi Aids Hastalığı Nasıl Bulaşır?

Kedilerde AIDS hastalığı FIV virüsünün bulaşmış olduğu bir kedinin salyasını başka bir kediye bulaştırması şeklinde gerçekleşir. Kavga esnasında oluşan ısırıklar kedilerde aids hastalığını bulaştırabilir. FIV virüsünün bir diğer bulaşma şekli ise kan ile gerçekleşen bulaşmadır. FIV virüsü taşıyan bir kediden alınan kan başka bir kediye nakledilirse aids hastalığı bulaşmış olur.

FIV virüsü ile enfekte olmuş anne kediler yavrularına çok büyük bir olasılık ile aids hastalığını bulaştırır. Sokak kedileri tarafından ısırılan kediler için de mutlaka kedilerde AIDS hastalığı FIV testi yapılmalıdır.

Aids hastalığına yakalanan kediler özellikle enfeksiyon hastalıklarına yakalandıklarında hayatları tehlikeye girebilir.

Kedilerde FIV Hastalığı – Kedi Aids Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

FIV virüsü kediye bulaştığında lenf bezleri üzerinden yayılmaya başlar ancak virüsün bulaştığı kediler uzun yıllar boyunca hastalık belirtisi taşımayabilirler. Kedilerde aids hastalığı bu nedenle teşhisi sık koyulan bir hastalık değildir. Ancak hastalığın sonraki dönemlerinde FIV virüsü kedinin bağışıklık sistemini iyice baskılar ve kediler sık sık hasta olmaya başlar. Bağışıklık sistemi iyice zayıflamış olan kediler bu nedenle zararsız gibi gözüken bakteri ve virüslerden bile hastalık kapabilirler. Aids hastalığının sebep olduğu sık hastalanma dönemleri kedinin bünyesini iyice yorar ve zayıf düşürür.

FIV virüsü taşıyan kediler bağışıklık sistemleri zayıflayacağı için birçok hastalık geçirebilirler. Hastalığın mevcut olduğu dönemdeki en genel belirtiler şu şekilde olmaktadır:

  • Diş ve diş eti iltihabı
  • Ağız mukozasında yangı oluşumu
  • Kronik göz iltihabı
  • Göz iltihabı
  • Yeme içmenin azalması / iştahsızlık
  • Kilo kaybı
  • Hapşırma
  • Deride iyileşmeyen yaralar
  • Ciltte meydana gelen kızarıklıklar
  • Normalden daha fazla tüy dökülmesi
  • İshal
  • Yüksek ateş
  • Kansızlık
  • Davranış bozukluğu ve davranışta gerçekleşen değişiklikler
  • Depresyon
  • İdrarı kum kabına yapmama

FIV virüsünün neden olduğu enfeksiyon ile aids hastalığına yakalanan kedilerde klinik belirtiler ortaya çıkmaya başladığında acilen veteriner hekime danışmak gerekir. Kedi aidsi hastalığı kedilerde semptomların görülmeye başladığı zamanlarda kedinin hızla sağlığını kaybetmesine neden olabilir. Zayıflayan bağışıklık sistemleri hastalık semptomları ile mücadele etme konusunda yetersiz olacağı için FIV virüsü taşıyan kedilerin çok iyi bir şekilde bakılması ve hastalıklardan uzak tutulması gerekmektedir.

Kedilerde FIV Hastalığı – Kedi Aids Hastalığı Teşhisi Nasıl Gerçekleşir?

Kedi aidsi hastalığında kandaki antikorlar hastalığın bulaşmasına dair bilgi vermektedir. Bu sebeple aids hastalığını saptamak için aids kan testi yapılır. Eğer kedinizde sürekli tekrarlayan hastalıklar oluyorsa ve bu herhangi bir hastalığa bağlı sebeplerden kaynaklanmıyorsa kedi aids testi her ihtimale karşı yaptırılmalıdır.

“Elisa antikor testi” ile kediye FIV virüsünün bulaşıp bulaşmadığı öğrenilebilir. Kısa süre içinde antikor sonuçlarına ulaşılan Elisa testinde sonuç eğer pozitif çıkarsa FIV virüsüne karşı antikorların oluşmaya başladığı anlaşılmış olur.

Kedilerde antikor testleri yüzde yüz doğru sonuç vermeyebilir ve bazı durumlarda testlerin tekrar yapılması gerekebilir. Eğer kedinize daha önceden FIV virüsünden korunmak için aşı yapıldıysa aşı nedeniyle kanda oluşan antikorlar testin yanlış sonuç vermesine sebep olabilir. Testin yanlış sonuç verebileceği bir başka durum ise anne kedinin sütünün içinde bulunan FIV antikorlarının emzirme yolu ile yavrulara geçmesiyle oluşan durumdur. FIV hastalığı teşhisi için yapılan antikor testinde yavrularda sonuç pozitif çıkabilir fakat bu test sonucu yanıltıcı olabilir. Anne kediden yavru kedilere süt ile taşınan antikorlar yavru kediler altı aylık olduğunda kaybolurlar. Bu nedenle doğru sonuç almak için yavru kediler 6 aylık olduğunda tekrar antikor testi yapılmalıdır.

Elisa antikor testi pozitif çıkan kedilerde teşhisin daha sağlam olması için PCR testinin yapılması da daha iyi olacaktır.

FIV testi yapılan kedilerde pozitif sonuç alınması kedinizde aids hastalığı olduğu anlamına gelmez. Çıkan pozitif test sonucu kedinin FIV virüsü taşıdığını gösterir ancak her FIV virüsü taşıyan kedi aids hastalığına yakalanmış sayılmaz. Kedilerde virüsü bulaşan kediler aids hastalığına yakalanmadan uzun yıllar boyunca sağlıklı yaşayabilmektedirler.

Kedilerde FIV Hastalığı – Kedi Aids Hastalığının Tedavisi Var Mıdır?

Kedilere bulaşan FIV virüsünü yok edecek bir ilaç mevcut değildir ancak kedilerde FIV virüsünün neden olduğu ikincil enfeksiyonlar kedi AIDS tedavisi süresince antibiyotik kullanımı ile engellenir. Kedilerin bağışıklık sisteminin zayıf olması nedeniyle oluşan ikincil bakteriyel enfeksiyonlar ve diğer aids hastalık belirtileri sık sık tekrar eder.

İnterferonlar kedi aids hastalığında kedilerin daha uzun yıllar, sağlıklı yaşamaları için önerilen bir tedavi olabilir. İnsan interferonları kedilerde AIDS hastalığı mücadelesinde etkin bir rol oynar. İnsanlardaki aids hastalığı için geliştirilmiş ilaçlarla da kedilerin aids hastalığı tedavi edilebilir. Eşek otu yağının da bilimsel çalışmalar sonucunda aids hastalığının tedavisinde işe yaradığı saptanmıştır.

FIV virüsünün bulaştığı kediler hayatları boyunca enfekte bir şekilde yaşayacaklardır. FIV virüsünü taşıyan kedilerin aids hastası olup olmayacağı ise belirli bir durum değildir. Kedilerde AIDS aşısı kedilerin FIV virüsüne bağlı olarak aids hastası olma durumunu engeller.

FIV testi pozitif çıkan kediler hayatları boyunca çok iyi bir şekilde bakılmalıdır. FIV testi pozitif çıkan kediler için yapılması gerekenler şu şekildedir:

  • Kaliteli mamalar ile besleyici ve dengeli bir beslenme diyeti sağlanmalıdır.
  • Her sene rutin olarak birkaç kez kan testi ve idrar testleri yapılmalı ve kontrollere götürülmelidir.
  • İnterferon takviyesi yapılmalıdır.
  • Her türlü enfeksiyon hastalıkları ve diğer hastalıkların gecikmeden tedavisi yapılmalıdır.
  • Kedileri bağışıklık sistemlerini zayıflatacak her türlü koşuldan uzak tutmak gerekir.
  • İmmunex gibi bağışıklık sistemini destekleyen şuruplar kullanılmalıdır.
  • Kedinin yaşadığı ortamın, mama ve su kaplarının temiz olması gerekmektedir.

Kedilere FIV virüsünün bulaşmasını engellemek için kedilerde FIV aşısı mutlaka yapılmalıdır. Eğer sokaktan ya da barınaktan bir kedi sahipleneceksiniz mutlaka FIV antikor testi de yaptırmalısınız. FIV için geliştirilen aşılar veteriner hekiminiz tavsiyesi üzerine kediniz için uygulatabileceğiniz aşılardır.

Aynı evde bakılan kediler arasında aids hastalığına sahip bir kedi bulunuyorsa sağlıklı olan kediyi sahiplendirmeniz en doğru tercih olacaktır.

Kedilerde Mantar Hastalığı | Kedilerde Saçkıran | Detaylı Makale

Kedilerde Mantar Hastalığı | Kedilerde Saçkıran | Detaylı Makale

Kedilerde mantar hastalığı kediler arasında yaygın bir şekilde görülen deri problemlerinden biridir. Kedilerde mantar enfeksiyonuna rastlandığında, hastalık son derece hızlı bir yayılma özelliğine sahip olduğu için mantar hastalığının tedavisine acilen başlanmalıdır.

Kedi Mantar Hastalığı

Kedilerde Mantar Hastalığı Nedir?

Kedilerde meydana gelen mantar enfeksiyonları ortamda bulunan mantar örneklerinin kedi tarafından solunması, yutulması ya da kedinin vücudunda açık bir çizik / yara varsa eğer bu yaradan içeri girmesi sonucunda ortaya çıkar. Mantarlar doğal çevrede toprakta bulunabildiği gibi mantar enfeksiyonu kapmış kedilerin dışkısı yolu ile de bulaşma gösterebilir. Mantar enfeksiyonu her yaştan ve her ırktan kedileri etkileyebilmektedir. Hasta olan ve bağışıklık sistemi zayıf olan kediler ise mantar enfeksiyonuna daha açık pozisyonda olurlar.

Kedilerde mantar hastalıkları farklı çeşitlerdeki mantarların enfeksiyon oluşturması ile oluştur. Kedilerin etkilendiği birden fazla mantar enfeksiyonu çeşidi vardır. Mantar hastalıkları kedilerin cildine ciddi zararlar verebilir ve yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. Birçok ilaç kedilerde mantar hastalığına hemen karşılık vermeyebilir. Mantar enfeksiyonu hastalığı çok ciddi bir hastalık değilse bile kedileri çok rahatsız eder can sıkıcı durumlar oluşturur. Mantar enfeksiyonu tedavi edilmediği taktirde insana da bulaşabilme özelliğine sahiptir. Önlem alınmaz ise ne yazık ki insandan da tekrar başka insanlara ya da hayvanlara bulaşma devam edecektir. Bu nedenle kedilerde mantar hastalıkları zoonoz özelliğe sahip bir hastalıktır ve acilen tedaviye başlanması gerekmektedir. Tedavi süresince başka hayvanlar ile temas kesinlikle olmamalıdır.

Mantar hastalıkları tedavi edilmediği durumlarda ya da spesifik başka durumlarda sistematik hale gelebilir ve bu aşamada saçkıran hastalığına yol açabilir. Sistematik mantar hastalıkları ise vücuda giren mantar enfeksiyonunun vücudun çeşitli bölgelerine yayılması sonucunda oluşur. Mantarlar enfeksiyonları çeşitleri vücutta her bölge için yayılma gösterebilir ancak mantar enfeksiyonlarının en çok dağılım gösterdiği bölgeler akciğer, göz ve lenf düğümleridir.

kedi mantar belirtlileri

Kedilerde Mantar Enfeksiyonunun Oluşma Nedenleri Nelerdir?

Mantar enfeksiyonu her yaştan ve ırktan kediyi etkilese de bağışık sistemi zayıf olan ya da baskılanmış olan kedilerde mantar enfeksiyonu daha sık görülür. Mantar enfeksiyonunun kedilerde görülme nedenleri aynı zamanda hastalığın hikayesini oluşturan nedenlerdir.

Kedilerde mantar nedenleri mantar enfeksiyonundan sorumlu olan mantar türüyle yakından ilgilidir. Kedilerde mantar enfeksiyonuna sebep olan en yaygın durumlar şu şekildedir:

 

  • Kedi vücudunda açık yaraların varlığı (açık yaralardan mantar virüsü vücuda girer ve kediyi enfekte eder)
  • Yüksek nem ve ısıya maruz kalma
  • Mantar enfeksiyonu bulaşan bir kedinin dışkısına maruz kalma
  • Mantar enfeksiyonu taşıyan toprağa maruz kalma
  • Açık havada mantar sporlarının solunması sonucunda bulaşma
  • Pankreas veya karaciğer kanserleri

Kedilerde Mantar Enfeksiyonunun Belirtileri Nelerdir?

Kedilerde mantar hastalığı belirtileri enfeksiyona neden olan mantar türüne bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Mantar enfeksiyonları mantarın tipine göre hastalığın daha şiddetli veya daha hafif atlatılması ile ilgilidir. Mantar enfeksiyonuna bağlı olarak kedilerde birçok belirti gözlemlenebilir. Bu belirtiler arasında en yaygın olanlar ise:

  • Deride görülen lezyonlar
  • Tüylerin dökülmesi
  • Deri üzerinde görülen bölgesel açık yara alanları
  • Nefes almada güçlük
  • Yeme içmede azalma, iştahsızlık
  • İştahsızlığa bağlı olarak kilo kaybının yaşanması
  • Yüksek ateş
  • Göz problemleri
  • Akciğer enfeksiyonları ve idrar yolu enfeksiyonları
  • Deri altında meydana gelen lezyonlar ve kistler
  • Sık sık hapşırma
  • Burunda şişlik
  • Nöbetler
  • İshal
  • Halsizlik, yorgunluk, davranış değişikliği, depresyon
  • Öksürük
  • Fiziksel aktivitelerin azalması
  • Nadir olarak felç, körlük, kansızlık

Kedinizde bu belirtilerden bir ya da birkaçı mevcutsa acilen kedinizi veteriner hekime götürmelisiniz.

Kedilerde Mantar Enfeksiyonunun Klinik Teşhisi Nasıl Gerçekleşir?

Kedilerde mantar hastalığının teşhisi için öncelikle veteriner hekiminize hastalığın eksiksiz hikayesini sunmak ve gerekli bilgileri vermek gerekir. Hastalık belirtilerinin ilk olarak ne zaman görülmeye başlandığı, daha önceden kedinizin bir sağlık sorununun olup olmadığı veteriner hekiminizle paylaşmanız gereken bilgiler arasında yer alır. Kedinizin güncel sağlık durumunda sürekli kullandığı ilaç varsa ya da mantar enfeksiyonu başlangıcında bir ilaca başladıysanız bu bilgileri de veteriner hekimle paylaşmalısınız.

Veteriner hekim öncelikle kedinin ayakta muayenesini yapacaktır. Muayene esnasında kedinin yürüyüş dengesini, nörolojik dengesini ve davranışlarını içeren kontroller yapacaktır. Kedinin kalp atışı hızı, solunum durumu ve mevcut vücut ısısı da tetkikler arasında yer alacaklardır.

Veteriner hekiminiz kedinizde gerçekleşen deri probleminin ne olduğunu saptamak ve bu enfeksiyonun mantar olup olmadığını anlamak için bir dizi testler yapacaktır. Mantar enfeksiyonunun teşhisi için ihtiyaç duyulabilen testler şu şekilde olmaktadır:

  • Kan örneğinin alınması
  • Kedinin tam kan sayımı ya da CBC testi
  • Kedinin biyokimyasal kan muayenesi
  • İdrar örneğinin alınması ve idrar tahlili
  • Cilt üzerindeki lezyondan örnek alınıp mikroskop altında incelenmesi
  • Kedi anestezi altındayken akar özellikteki deri lezyonundan yapılan biyopsi (eğer gerekliyse)

Eğer ki kedilerde mantar belirtisi gözlemleniyorsa veteriner hekimin doğru teşhisi koyabilmek için istediği testleri mutlaka yaptırmak gerekir. Kedilerde mantar başlangıcı birçok deri lezyonu ile benzerlik gösterebileceği için doğru teşhisin koyulması, mantarın yayılmaması ve kediye zarar vermemesi için çok önemlidir.

Kedilerde Mantar Enfeksiyonunun Tedavisi Nasıl Gerçekleşir?

Kedilerde mantar tedavisi nasıl bir tedaviye ihtiyaç duyulduğu tamamen kedide enfeksiyon durumu oluşturan mantarın çeşidine bağlı olacaktır. Kedilerde mantar hastalığı enfeksiyon yaraları için genellikle antifungal kremler, merhemler veya ağız yoluyla alınan antifungal ilaçlar reçete edilir.

Mayadan kaynaklanan deri enfeksiyonları için tavsiye edilen kedilerde mantar banyosu ise mantar hastalığını yok etmek için çok etkili bir tedavi yöntemidir. Hastalığı etkisiz hale getirmek için mayadan kaynaklanan enfeksiyonlar için özel olarak üretilmiş şampuanlar ile kedinizi yıkamanız gerekir.

Mantar enfeksiyonu uzun süre tedavi edilmezse eğer kedi derisi üzerinde kist oluşumuna yol açabilir. Deri altında oluşan kistler ve lezyonların ise cerrahi yöntemler ile çıkarılması gerekebilir. Bazı durumlarda ve bazı kedilerde bu lezyonlar / kistler tekrar uluşur ve tedavi edilmesi de zordur.

Kedilerde mantar enfeksiyonuna bağlı olarak bakteriyel kaynaklı ikincil hastalıklar ortaya çıkarsa eğer oluşan ikincil hastalığın tedavisine de gecikmeden başlanmalıdır. Mantar enfeksiyonu iyice yayılmış halde olan hastalığın ilerlediği kediler çok bulaşıcı özellikle olurlar ve sağlıkları düzelene kadar hastanede tutulması da gerekebilir. 

Kedilerde mantar enfeksiyonu insana da bulaşabilen bir enfeksiyon çeşidi olduğu için kedinin tedavisi süresince kedi sahiplerinin çok dikkatli olması ve mantar enfeksiyonun bulaşmaması için gereken önlemleri alması gerekmektedir.

Mantar Enfeksiyonu Tedavisinde Hangi İlaçlar Kullanılır?

Kedilerde mantar enfeksiyonunun tedavi süreci uzun sürebilir ve pahalıya mal olabilir. Kedilerde mantar ilacı veteriner hekiminizin önerdiği şekilde ve dozda kullanılmalıdır. Aksi taktirde yanlış ilaç kullanımı ciddi komplikasyonlara yok açabilir. Mantar enfeksiyonu için kullanılan ilaçların her biri farklı mekanizmalara etki ediyor olsa da çoğunun ortak amacı mantar hücre duvarını yıkmak ve mantarı yok etmektir.

Çoğu mantar tedavisi için veteriner hekimler ITZ olarak kısaltılan antifungal ilaç İtrakonazol kullanımına başlar. İtrakonazol ilacı histoplazmoz ve blastomikoz mantar türleri başta olmak üzere birçok mantar türünü etkisiz hale getirmek için kullanılan ilaçlardandır. Flukonazol ilacı ise mantar enfeksiyonunun gözleri ve merkezi sinir sistemini etkilediği durumlarda reçete edilebilen ağız yoluyla alınan antifungal bir ilaçtır. Vorikonazol ilacı da birçok mantar enfeksiyonunu tedavi edebilen bir ilaçtır.

Ciddi mantar enfeksiyonlarında ise farklı bir antifungal ilaç sınıfında yer alan Amfoterisin B reçete edilebilir. Amfoterisin B ilacı koksidioidomikoz, blastomikoz, kandidiyaz ve kriptokokoz mantar türlerinde etkili olan çok güçlü bir ilaçtır. Bu ilaç çok etkili bir mantar enfeksiyonu ilacı olsa da yan etkiler bakımından tehlikeli durumlar oluşturabilir ve dikkatli kullanmak gerekir. Amfoterisin B ilacı damardan veya deri altından uygulanan bir ilaçtır ve ciddi böbrek hasarlarına neden olabilmektedir. Bu nedenle bu ilacın kullanımına başlanırsa kedideki böbrek değerlerinin sıklıkla izlenmesi gerekir. Amfoterisin B ilacına başlanan kedilerde birkaç hafta boyunca iki günde bir enjeksiyon uygulaması yapılır.

 

Mantar hastalıklarında Terbinafin ilacı da reçete edilebilir.  Terbinafin ilacı genellikle tek kullanılmaz, başka ilaçlarla birlikte reçete edilir. Çeşitli mantar enfeksiyonları ve sistematik mantar hastalıkları için kullanılan Terbinafine saç kıran hastalığı için oldukça etkili bir ilaçtır. Kedilerde mantar kremi de tedavi sürecinin bir parçasıdır.

 

Kedinizin tedavisi devam ederken tedavi sürecine eşlik eden ilaçların etkileri mutlaka izlenmelidir. Özellikle böbreklere hasar verebilen ya da çeşitli komplikasyonlara yol açabilen antifungal ilaçlar kullanılırsa kedinizin kan değerleri tedavinin öncesine ve sonrasında izlenmelidir. İlaç kullanımı gerçekleşen kedide tedaviye yanıt alınıp alınmadığını anlamak için tedavi öncesinde ve süresince akciğer görüntüsü alınmalıdır. İdrar antijen testi ile de tedavi sürecinde olan gelişmeleri açıklayabilecek verilere sahip olunur.

Mantar Enfeksiyonu Bulaşmış Kedilerin Bakımı Nasıl Olmalıdır?

Mantar enfeksiyonu kedilerde uzun süre kalabilir. Bu nedenle mantar enfeksiyonu tedavisi devam ederken kedinin bakımı çok önemlidir. Tedavi süreci uzun ve masraflı bir süreç olabilir ancak iyi bir bakım ile kedinizi bu hastalıktan kurtarmanız mümkündür.

Mantar enfeksiyonu kapmış kedilerde iyileşme süreci enfeksiyonu oluşturan mantar çeşidi ile yakından alakalı olduğu için kedilerde mantar enfeksiyonun hastalık semptomları ve hastalığın şiddeti iyileşme süresini etkileyen faktörlerdendir. Kedilerde mantar ilacı bazı durumlarda kedide uzun süre sonra etkili olabilmektedir. Kediniz için antifungal ilaç türleri reçete edildiğinde veteriner hekimin tavsiyesi ne ise o şekilde uygulanması gerekir. Mantar hastalığı tedavisi sürerken kedinin veteriner hekim tarafından kontrol edilmeye devam etmesi gerekebilir.

Mantar enfeksiyonu tedavisi devam ederken kendinizde gözlemlediğiniz olağan dışı durumlar veteriner hekime bildirilmelidir. Eğer kediniz deri lezyonu ve kistler sebebiyle bir ameliyat geçirdiğiyle iyileşmesi daha uzun sürebilir. Bu durumda ameliyat geçirmiş kedilerin çok daha dikkatli bakılması gerekir. Eğer tavsiye ediliyorsa kedinin hastaneye yatışı sağlanmalıdır. Ameliyattan sonra uygulanan dikişler veteriner hekiminizin önerdiği tarihte çıkarılmalıdır ve yaranın durumuna bakılmalıdır.

Çok nadir durumlarda mantar enfeksiyonu ciddi komplikasyonlara sebep olur. Bu gibi durumlarda alınması gereken önlemler yine hastalığın gecikmeden tedaviye başlanması ise gerçekleşecektir.

Mantar enfeksiyon tedavisinde kedilerin beslenmeleri de çok önemlidir. Besin diyeti tedavi süresince çok dengeli olmalıdır ve besleyici ürünler içermelidir. Kedinizin mama ve su kabını sürekli temiz tutmalı, ev içinde mantar sporlarının yayıldığı alanlar dezenfekte edilmelidir.

Kedilerde Saçkıran Hastalığı (Ringworm) Nedir?

Saçkıran hastalığı insanlarda, köpeklerde ve kedilerde mantarın sebep olduğu bir enfeksiyon çeşididir. Saçkıran enfeksiyonu deride, saçta ve tırnak yüzeylerinde görülmesiyle karakterizedir. Ringworm olarak da bilinen bu enfeksiyonun adı, cilt üzerinde halkaya benzer, yuvarlak, kırmızı ve kabarık deri lezyonunun oluşmasından gelmektedir. Ringworm başta bir parazit solucanın neden olduğu bir hastalık adıymış gibi gelse de bu durum yanıltıcı olabilir çünkü ringworm enfeksiyonuna bir solucan değil bir mantar sebep olur ve hastalığa etken olan organizma değil yaranın şekli isim vermiştir.

Kedilerde saçkıran enfeksiyonunu oluşturan organizmalar, dermatofitler grubundaki mantarlar grubundandır. Bu nedenle saçkıran (ringworm) hastalığının tıp literatüründeki adı dermatofitozdur.

Saçkıran enfeksiyonu her yaştan ve ırktan kedileri etkileyebilme özelliğine sahiptir. Kedilerde en çok Microsporum canis mantarının sebep olduğu dermatofit türü saçkıran hastalığına neden olmaktadır. Bu mantar türü aynı zamanda insanlarda ve köpekler arasında da yaygındır ve bulaşıcı özelliktedir. Bazı durumlarda ise kedilerde saçkıran hastalığına Trichophyton mentagrophytes türündeki mantarlar sebep olmaktadır ve saçkıranın bu türü de yine hayvanlardan insana bulaşabilme özelliğine sahip zoonoz bir enfeksiyon hastalığı durumunu oluşturur.

Kedilerde Saçkıran Hastalığının Görüntüsü Nasıl Olur? 

Kedilerde saçkıran deri lezyonları, enfeksiyon hastalığının ilk evrelerinde belirgin değildir. Deri lezyonlarını özellikle de uzun tüylü kedi ırklarında tespit etmek neredeyse olanaksız hale gelir. Saçkıran enfeksiyonuna neden olan organizmalar konakladığı yerde keratin ile beslenir. Tırnak, deri ve saç katmanlarında bulunan keratin nedeniyle saçkıran bu bölgelerde oluşur.

Kedilerde saçkıran hastalığı kabuğun derinliklerinde leke ile tespit edilir. Bazı kedilerde saçkıran hastalığı tüy dökülmesine ek olarak yuvarlak şekilde meydana gelen yaralar ile de tespit edilebilir. Saç tellerine saldıran ve saç tellerini enfekte eden sporlar bu bölgede tüylerin dökülmesine neden olur.

Kedilerde saçkıran hastalığının neden olduğu cilt lezyonları baş, göğüs, ön ayaklar ve sırt boyunca görülür. Ciltte görülen bu lezyonlar genellikle kaşıntı oluşturmazlar fakat patilerde enfeksiyon oluşturabilirler. Saçkıran hastalığıyla enfekte olmuş kedilerin derilerinde pullu bir görünüm olabilir tüy dökülmesinden kaynaklı çukur bölgeler oluşabilir. Saçkıran bazı durumlarda tüm vücudu etkiler ve bölgesel tüy dökülmelerine / kelliklere neden olur.

Uzun tüylü kedi ırklarında saçkıran hastalığının belirtilerinden bazıları görülmeyebilir. Uzun tüylü kedi ırkları tüy dökümü gerçekleşmeden de saçkıran hastalığı geçirebilirler. Bu tipteki hasta kediler için “aseptomatik taşıyıcı” terimi kullanılır. Barınaklarda veya kedi popülasyonunun yüksek olduğu ortamlarda ortamlarda saçkıran enfeksiyon hastalığı daha hızlı yayılır ve insana bulaşma özelliği gösterir.

Kedilerde Saçkıran Hastalığı (Ringworm) Nasıl Bulaşır?

Saçkıran hastalığına sebep olan mantarlar ile gerçekleşen temas sayesinde saçkıran hastalığı bulaşır ve yayılma gösterir. Saçkıran enfeksiyonu kapmış bir kediyle gerçekleşen doğrudan temas, mantarın bulaştığı nesneler ya da yüzeylere dokunulmasıyla saçkıran hastalığı bulaşabilir.

Saçkıran enfeksiyonu mantar sporları çevrede çok uzun süre yaşayabilirler. Saçkıran hastalığından enfekte olmuş kedinin yaşadığı yüzeyde, mama kaplarında, mobilyalarda, tüy taraklarında mantar sporları on sekiz ay yaşayabilmektedir.

Saçkıran mantarıyla gerçekleşen temas sonucunda her zaman enfeksiyon meydana gelmez. Saçkıranın enfeksiyona dönüşmesi konusunda kedinin genel sağlık durumu, yaşı, mantarın bulaşma miktarı da önemli bir roldedir. İnsanlar saçkırana hastalığına karşı dirençlidir ancak açık yaralardan içeri sızan saçkıran mantarları enfeksiyona sebep olabilir. İnsanlarda görülen saçkıran hastalığının en büyük bulaşma nedeni saçkıran hastalığından enfekte olmuş bir kediyle yapılan temastır. Şüpheli cilt lezyonları görüldüğünde derhal bir doktora danışmak gerekir.

Kedilerde saçkıran enfeksiyon hastalığının ortaya çıkması, mantarla gerçekleşen temastan sonraki bir haftayla iki hafta arasında gerçekleşir. Saçkıran hastalığının kuluçka süresi yaklaşık olarak on dört gündür. Bazı kediler enfeksiyon belirtileri üç hafta sonuna kadar görülmeyebilir.

Kedilerde Saçkıran (Ringworm) Enfeksiyonu Nasıl Teşhis Edilir?

Microsporum canis mantarının sebep olduğu saçkıran hastalığında hasta kedilerin tüyleri karanlık bir odada özel bir ultraviyole lambanın altında incelenir. Bu özel lambanın altında mantar sporları sarı-yeşil renkte belli olur.

Kedi derisi üzerinde kullanılan bazı merhemler ve cilt ürünleri ultraviyole ışık testi sonucunu yanıltabilir.

Bu ve bu gibi başka nedenlerden dolayı bazı saçkıran vakalarında ultraviyole ışıkta sporlar gözükmeyebilir. Bu nedenle tam bir teşhis için başka testlerinde yapılması gerekebilir. Kullanılan bazı merhemler ve cilt ürünleri ultraviyole ışık testi sonucunu yanıltabilir.

En doğru teşhisin yapılabilmesi için kedinin deri lezyonu üzerinden mantar örneğinin alınıp incelenmesi gerekir. Mantar sporlarının büyümesi bazen uzun sürebileceği için testin pozitif çıkma süresi uzayabilir. Normalde bir mantar kültürü testinin sonucu birkaç gün içinde çıkabilirken mantarlar sporlarının yavaş büyüdüğü durumlarda sonucun alınması dört hafta sürebilir. Şüpheli bir kedi saçkıran vakasında teşhisin koyulabilmesi bir ay sürebilir.

Kedilerde saçkıran enfeksiyon hastalığına neden olan birçok etmen vardır. Saçkıran teşhisi koyulmadan önce ek testlere ihtiyaç duyulabilir.

Kedilerde Saçkıran (Ringworm) Enfeksiyonun Tedavisi Nasıl Gerçekleşir?

Kedilerde saçkıran hastalığının yayılmasını engellemek için saçkıran tedavisinin mutlaka yapılması gerekmektedir. Saçkıran hastalığının tedavisi kedinin sağlık durumuna göre ve mantarın çeşidine göre değişebileceği gibi genellikle üç ile beş ay gibi bir sürede iyileşme sağlanır. Saçkıran enfeksiyon hastalığının tedavisi kedilerin tedavi edilmesi başta olmak üzere, insanlara bulaşmaması için alınması gereken önlemleri de içerir.

Saçkıran hastalığı meydana gelen kedilerde en yaygın olan tedavi çeşidi topikal tedavi yöntemleridir. Antifungal kremler, merhemler, şampuan uygulamaları, sistematik mantar yok edici antifungal ilaçların ağızdan alımı gibi tedaviler saçkıran hastalığını yok etmek için etkilidir. Tedavinin mümkün olan en kısa sürede gerçekleşmesi ve yayılma sağlamaması için çevreyi sürekli mantar sporlarından temizlemek ve dezenfekte etmek gerekir. Bu süre içinde kedi gerekirse karantinaya alınmalıdır ve başka canlılardan uzak tutulmalıdır.

Topikal Tedavi Saçkıran Hastalığında Nasıl Uygulanmalıdır?

Kedilerde saçkıran tedavisinde topikal tedavi uygulamaları önemli bir yere sahiptir ancak topikal uygulamalar yardımcı tedavi yöntemleri arasında yer alır ve tek başına yeterli değildir. Ağız yoluyla alınan antifungal ilaçlar ile birlikte uygulanan topikal tedavi çeşitleri saçkıran hastalığının yayılmasını önlemek ve tedavi için olamazsa olmaz aşamalardan birini oluşturur.

Eğer saçkıran hastalığı kedinin vücudunda bir ya da birkaç yerde mevcut ise saçkıranın görüldüğü deri lezyonu bölgesi tıraş edilmelidir ve uygun kremler kullanılmalıdır. Kediniz uzun tüylü bir ırka mensupsa ya da saçkıranın görüldüğü bölgeler daha sıksa veteriner hekiminizin de tavsiye üzerine kedinizi haftada iki kez antifungal özellikli bir şampuanla yıkamanız gerekecektir. Topikal tedavinin rahatça uygulanabilmesi için ve kullanılan ürünlerin maksimum düzeyde yarar sağlaması için bu aşamada veteriner hekiminiz kedinizin tüm tüylerini tıraş ettirmenizi önerebilir. Kediniz için kullanacağınız ve uygulayacağınız tüm saçkıran ürünleri veteriner hekiminizin onayıyla ve önerdiği doz ile kullanılmalıdır. Topikal tedavi yöntemleri saçkıran hastalığı tedavisinde bir ya da birkaç ay süre gerekli olabilmektedir.

Topikal tedaviden en iyi verimi alabilmek için mantar sporlarının çevreden arındırılması ve ortamın dezenfekte edilmesi gerekmektedir. Kedi sahipleri topikal tedavi uygulamalarından önce ve sonra mutlaka ellerini dikkatlice yıkamalıdır. Hemen hemen her mantar türünü yok edebilen çamaşır suyu çözeltileri saçkıran için de etkili bir dezenfektan olma özelliğine sahiptir.

Ağız Yoluyla İlaç Tedavisi Saçkıran Hastalığında Nasıl Uygulanmalıdır?

Ağız yoluyla alınan antifungal ilaçlar saçkıran hastalığı tedavisinin temelini oluşturur. Kedinizde meydana gelen saçkıran hastalığı için en uygun ilacı veteriner hekiminiz seçecektir. Saçkıran hastalığı için en çok reçete edilen ilaçlar griseofulvin gibi ilaçların yanı sıra kedilerde daha az yan etki durumları yaratan itrakonazol veya terbinafin ilaçları da tercih edilmektedir. Kedilerde ağız yoluyla alınan ilaç tedavisine alınan yanıt her kedide değişkenlik gösterebilmektedir. Eğer ilaç tedavisi erken kesilirse hastalık tekrar edebilir ve bu durumda daha zahmetli bir tedavi süreci durumu oluşabilir. Kedilerde saçkıran hastalığının normal koşullarda tedavi süresi ortalama altı haftadır. Ancak bazı durumlarda özellikle de bağışıklık sistemi zayıf olan kedilerde tedavi süresi daha da uzun olabilir. Tedavi süresince hastalık yok olana kadar düzenli olarak kedinizden saçkıran kültürleri alınıp incelenmesi gerekir. Her yeni takip kedinin enfeksiyonu taşıyıp taşımama durumunu doğrulayacaktır.

Saçkıran tedavisinin her adımı veteriner hekiminizin önerdiği doğrultuda olmalıdır. Veteriner hekiminizin önerdiği şekilde tedavi planını uygulamazsanız eğer ya da önerilen tedavi süresini erkenden durdurursanız saçkıran hastalığı tekrar meydana çıkar ve tedavi zorlaşır. Saçkıran tedavisi üst üste iki saçkıran kültürü negatif sonucu alınana kadar devam eder.

Eğer evinizde birden fazla evcil hayvana sahipseniz saçkıran enfeksiyonu kapan kediyi sağlıklı diğer hayvanlardan ayırmanız gerekir. Tedavi süresince de ortamın temizliği ve kullanılan mama ve su kapları ayrı tutulmalıdır. Bazı durumlarda veteriner hekiminiz evinizdeki tüm evcil hayvanlar için tedaviye başlanmasını önerebilir.

Kedilerde Saçkıran Hastalığı Vakalarında Çevre Temizliği Nasıl Olmalıdır?

 

Saçkıran hastalığından etkilenmiş enfekte kıllar çevreye hızla hastalığı yayan mantar sporları içerir. Saçkıran hastası bir kedi ile doğrudan temas yaşandığında hastalık bulaşır ve yayılma gösterir. Saçkıran enfeksiyonunu oluşturan mantar sporlarının çevreye yayılması bu kolay iken çevre temizliğinin sağlanması çok gerekli bir önlem olacaktır.

 

Enfekte olmuş kediyi evin bir bölümünde karantinaya almak gerekir ve bulunduğu ortam sıklıkla dezenfekte edilmelidir. Tüyleri tıraş edilen kedilerin mutlaka tüylerinin güvenli bir şekilde, başka canlılara risk oluşturmayacak şekilde atılması sağlanmalıdır. Saçkıran hastalığının mantar sporları enfekte olmuş kedinin dökülen tüylerinden bulaşabildiği için çevredeki zemin, mobilyalar ve eşyalara yapışmış tüyler dikkatlice temizlenmelidir.

 

Günlük olarak kedinin yaşadığı ev nemli bezle paspaslayarak silinmelidir ve vakumlu temizlik yöntemleri tercih edilmelidir. Kedinizin erişebileceği tüm odalara sınırlandırma getirmeli ve kedinin karantina sürecini dikkatli bir şekilde önlemelisiniz. Kedinizi karantinaya almak hem temizliğin daha kolay olmasına olanak tanır hem de bulaşma riskini en aza indirir.

 

Saçkıran hastalığını oluşturan mantar sporlarını temizlemek pratiktir. 1’e 10 oranında su ile seyreltilerek hazırlanan çamaşır suyu çözeltisi saçkıran sporlarını ortadan kaldırmak için idealdir. Saçkıran hastalıkları barınaklarda ya da kedilerin bir arada yaşadığı yerlerde ortaya çıkarsa tedavi son derece zor ve maliyetli olacaktır. Bu nedenle çevresel temizliğin her zaman kontrol altında olması gerekmektedir.

 

Kedilerde Saçkıran (Ringworm) Hastalığı Ne Kadar Süre Bulaşıcı Olma Özelliğine Sahiptir?

 

Kedilerde saçkıran hastalığı için agresif tedavi yöntemler tercih edilirse kediniz yaklaşık üç hafta boyunca hastalığı bulaştırma etkisine sahip olur. Eğer tedaviye geç başlanırsa ve önlemler en az seviyede alınırsa saçkıran enfeksiyonu daha uzun süre dayanıklı kalır ve uzun süreler bulaşıcı etkisini sürdürür.

 

Tedavi devam ederken belli aralıklarda mantar kültürlerinin testleri yapılır ve kültür sonucu negatif çıkana kadar da tedavi devam edecektir. Kedilerde saçkıran hastalığının tedavisi iki kez üst üste kültür sonucunun negatif çıkması ile sonlandırılır.

 

Uygun bir şekilde saçkıran tedavisi yapılan kedilerin büyük bir çoğunluğu hastalığı bir iki ay içinde atlatır. Tedaviye başlanan ilk haftalarda deri lezyonlarında iyileşmeler görülmez ancak birkaç hafta sonra ilaç tedavisine yanıt alınır. Kedilerde saçkıran hastalığının bu nedenle erken sonlandırılmaması gerekir.

 

Bazı durumlarda uygun tedaviye rağmen enfeksiyon azalma göstermez ve hastalık devam eder. Bu gibi durumlarda veteriner hekim kediniz için alternatif ilaçlar seçmeye yönelebilir.

 

Kedilerde Saçkıran (Ringworm) Hastalığı İnsanlar İçin Ne Kadar Risklidir?

 

Kedilerde meydana gelen saçkıran hastalığı insanlara kolaylıkla bulaşabilme özelliğine sahiptir. Kedi için tedaviye başlanmazsa ve önlemler yetersiz kalırsa insanlara bulaşma riski oldukça artar. Saçkıran hastalığının organizmaları bağışıklık sistemi zayıf olan insanlarda konaklamayı seçer ve bu denenle bağışıklık sistemi zayıf olan insanlarda saçkıran hastalığının belirtileri çok daha şiddetli görülür. Mantar hastalığında çocuklar, yaşlılar ve hastalar risk grubunda yer alır.

 

Enfekte bir kediden temas sonucu mantarın bulaşmasıyla cilt lezyonları oluşmaya başlarsa eğer acilen tıbbi yardım almak gerekir. İnsanlarda saçkıran tedavisi hayvanlara ve özellikle kedilere kıyasla çok daha kolay olmaktadır.

 

Saçkıran hastalığına neden olan mantarlar doğal ortamda on sekiz aya kadar yaşayabildiği için enfeksiyonların tekrar etmesi de olası bir durumdur.  Saçkıran mantarları bazı durumlarda pasif durumda çevrede bekler ve uygun konakçıyı bulunca enfekte eder. Bu nedenle ortamın  çamaşır suyu ile dezenfekte edilmesi çok önemlidir.

 

Kedilerde saçkıran enfeksiyonu mevcutken kedinin tedavisi mutlaka eldiven giyerek yapılmalıdır. Tedavi süresince ilaç uygulamaları öncesinde ve sonrasında eller iyice yıkanmalıdır.

 

Kedileri Etkileme Özelliği Olan Mantar Çeşitleri Nelerdir?

 

Kedilerin cildini etkileyebilen birçok mantarı çeşidi mevcuttur. Bu mantar enfeksiyolarından bazıları kedilerde mantar hastalığının daha şiddetli geçmesine neden olurken, bazı türdekiler mantar enfeksiyonunun daha hafif atlatılması ile sonuçlanır. Doğada birçok mantar çeşidi bulunmaktadır ancak her mantar kedileri etkileyebilme özelliğine sahip değildir. Kedileri etkileyebilen yaygın mantar çeşitlerinden bazıları şunlardır:

  • Koksidioidomikoz (Vadi Ateşi)
  • Sporotrikoz
  • Rinosporidiyoz
  • Miçetom
  • Kriptokokkoz
  • Phaeohyphomycosis
  • Kandidiyaz
  • Kutanöz sporotrikoz
  • Aspergilloz
  • Malassezia pachydermatis

 

 

Kedileri Etkileyen Mantar Tiplerinin Özellikleri Nelerdir?

 

Mantarlar parazitik bir organizma olup spor üretir ve yayılma sağlayabilmek, beslenmek için konakçılara ihtiyaç duyarlar. Doğada birçok çeşitte mantar çeşidi bulunur ancak bunlardan sadece bazıları kedileri enfekte edebilme özelliğine sahiptir. Mantar enfeksiyonu en çok toprakta bulunur ve topraktan yayılma riski daha fazladır.

 

Bazı mantar türleri sağlıklı kedileri hasta edebilirken, bazı mantar türleri bağışıklık sistemi zayıflamış olan, hasta kedilerde konaklamaya ihtiyaç duyar. Kediler mantar nedeniyle enfeksiyon kaptıysa eğer bu süreçte antibiyotik kullanımı bazı mantar enfeksiyonlarının olasılığını arttıracağından antibiyotik kullanımının mantar riskini arttıracağı bilinmelidir. Kedilerde mantar hastalığı yalnızca bir bölgeyi etkileyebileceği gibi tüm vücuda yayılma özelliği de gösterebilir. Genele yayılan mantar enfeksiyonunun kedilerde görülme olasılığı düşüktür ancak saç kıran gibi bölgesel ve sistematik mantar hastalığı daha yaygın görülmektedir.

 

Aspergilloz

 

Aspergilloz mantar enfeksiyonu kedinin vücudunda nadiren yayılma gösterir ve solunum yolu enfeksiyonu olma özelliğine sahiptir. Kedilerde Aspergilloz virüsü burun boşluğunda, sinüslerde ve akciğerde konaklar. Aspergilloz enfeksiyonu belirtileri sinüs iltihaplanması, yüzün şişmesi ve zatürre gibi belirtilerden oluşur. Bağışıklık sistemi zayıf olan kedilerin Aspergilloz enfeksiyonu kapma riski daha yüksektir. Bu mantar ayrıca sinir sitemine saldırabilir ve kedilerde nöbet geçirmeye neden olabilir. Sinir sistemine etki edebilen Aspergilloz ayrıca başka nörolojik belirtilere de sebep olabilir. Aspergilloz enfeksiyonun teşhisi zor olabileceğinden veteriner hekiminiz bir dizi teste ihtiyaç duyabilir. Testlere ek olarak röntgen, bilgisayarlı tomografi de teşhis için gerekli olabilir. Kedilerde Aspergilloz mantar enfeksiyonunun tedavisi genellikle antifungal ilaçlarla ve cerrahi yöntemler ile sağlanır. Kedilerde hastalığın şiddeti, yayılmaz hızı, tedaviye cevap vermesi de kedinin genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir.

 

Kandidiyaz

 

Kandidiyaz mantar enfeksiyonu mukoza zarlarını ve cildi etkileyen bölgesel bir mantar hastalığı çeşididir. Kandidiyaz mantar enfeksiyonu kedilerde nadir olarak görülür ancak enfekte olan kedide üst solunum yollarına ve ağız bölgesine etki ederek göz lezyonlarına, akciğer enfeksiyonlarına, bağırsak hastalıklarına ve idrar yolu enfeksiyonlarına yola açabilmektedir. Kandidiyaz mantar enfeksiyonu en çok antibiyotik kullanımı sağlanan kedilerde, mukoza yaralanması geçiren kedilerde ve bağışıklık sistemi baskılanmış kedilerde görülür. Kandidiyaz mantar enfeksiyonunun belirtileri değişkendir ve spesifik olmayan ishal, halsizlik ve deri lezyonları doğrudan kandidiyaz virüsü sebebiyle oluşmaz. Bu belirtiler yatkınlık gösterilen başka nedenlerden dolayı oluşabilmektedir. Kandidiyaz mantar enfeksiyonun tedaivisinde merhemler ve topikal uygulamalar çok etkilidir. Ayrıca mantar enfeksiyonu tedavisi için bazı kedilerde ağızdan alınan antifungal ilaçlar ve enjeksiyon şeklinde uygulanan ilaçlar kullanılabilir.

 

Koksidioidomikoz (Vadi Ateşi)

 

Koksidioidomikoz, Kaliforniya İzolatları mantarının neden olduğu bir mantar enfeksiyonudur. Koksidioidomikoz bulaşıcı özellikle kedilerde cilt mantarı enfeksiyonu değildir. Koksidioidomikoz mantar enfeksiyonu kuru ve çöl iklimi görülen yerler ile sınırlıdır ve sadece mantar sporlarının solunması yoluyla enfekte olunur. Koksidioidomikoz mantar enfeksiyonu kedilerde nadiren görülme özelliğine sahiptir. Bu enfeksiyon alsında kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Koksidioidomikoz mantar enfeksiyonunda kedilerde görülen belirtiler: Yüksek ateş, iştahsızlık, kilo kaybı, akan cilt lezyonları, cilt altında apse ve kistler şeklindedir. Daha nadir görülen belirtiler ise: Nefes almada güçlük, topallama, nörolojik bozukluklar ve göz anormallikleri şeklindedir. Koksidioidomikoz mantar enfeksiyonu genellikle kedinin vücudunda birden fazla yere yayılma gösterir. Hastalığın teşhisi ise kediden alınan doku örneği ve kan testleri ile sağlanır. Koksidioidomikoz hastalığı uzun süreli bir antifungal ilaç tedavisi gerektirebilir.

 

Kriptokokkoz

 

Kriptokokkoz mantar enfeksiyonu kedilerde burun boşluğu başta olmak üzere solunum yolunu, merkezi sinir sistemini, gözleri, yüz ve boyun bölgesinde cildi etkiler. Kriptokokkoz mantar enfeksiyonu en çok toprakta ve kuş dışkısında yer alan Cryptococcus gattii ve Cryptococcus neoformans mantarları ile gerçekleşir. Kedilerde kriptokokkoz mantar enfeksiyonu sporların solunması veya açık yaralardan sporların içeri girmesiyle gerçekleşir.

 

Kriptokokkoz mantar enfeksiyonu kedilerde yaygındır ve başka hayvanlarda da görülebilir. Enfeksiyon burun boşluğundan başlayarak üst solunum yollarına etki eder. Kriptokokkoz mantar enfeksiyonunun belirtileri şu şekildedir:

 

  • Hapşırma
  • Kanlı ve irinli burun akıntısı
  • Burun deliklerinde küçük tümörlerin / kitlelerin oluşması
  • Deri altında ve burun köprüsü üzerinde sert bir şişlik meydana gelmesi
  • Yumuşak veya sert cilt lezyonları

 

Kriptokokkoz mantar enfeksiyonu sinir sistemini etkilediği durumlarda nörolojik belirtiler görülmeye başlanır. Bu belirtiler ise:

 

  • Depresyon
  • Davranış değişiklikleri
  • Nöbetler
  • Hareket bozukluğu
  • Kısmi felç
  • Körlük şeklinde gözlemlenen belirtilerdir.

 

Kriptokokkoz mantar enfeksiyonunun teşhisi laboratuvar testleri ve cilt üzerinden alınan örneklerin mikroskop altında incelenmesi ile gerçekleşir. Kriptokokkoz mantar enfeksiyonu ile enfekte olmuş kedilerin tedavisinde çeşitli antifungal ilaçlar kullanılır ve hastalığın tedavisi kedinin genel sağlık durumuna da bağlı olarak birkaç ay sürebilir. Kriptokokkoz hastalığının tedavisinde kedilerin burunlarında oluşabilen kitlelerin ameliyat ile alınması da gerçekleşebilir. Kedi lösemisi ve kedi aidisi gibi hastalıklara sahip olan kedilerde Kriptokokkoz hastalığının tedavisi başarısızlıkla sonuçlanabilir.

 

Histoplazmoz

 

Histoplasma Capsulatum mantarının sebep olduğu histoplazmoz mantar enfeksiyonu bulaşıcı özellikle bir enfeksiyon değildir. Kuş ve yarasa popülasyonunun çok olduğu nehir bölgelerinde görülme sıklığı daha fazladır. Enfeksiyon ise kedinin havadaki sporları soluması yoluyla gerçekleşir. Enfeksiyon öncelikle akciğer ve lenf bölgelerine yerleşir. Kan dolaşımına karışan organizmalar vücutta kemik iliğine veya gözlerde dağılma gösterir.

 

Histoplazmoz enfeksiyonu belirtileri değişkenlik gösterebilir ve spesifik değildir. Bu enfeksiyon genellikle kedilerde sadece akciğere etki eder. Akciğere etki eden histoplazmoz virüsü kedide yüksek ateşe, nefes darlığına ve öksürüğe neden olur. Akciğer enfeksiyonu herhangi bir tedavi gerekmeden düzelebilir ancak enfeksiyon vücutta başka organlara ve bölgelere yayılma gösterirse o zaman tehlikeli olabilmektedir. Histoplazmoz’un vücutta en çok yayılma gösterdiği bölgeler lenf düğümleri, bağırsak, akciğer, karaciğer, dalak ve kemik iliğidir. Histoplazmoz enfeksiyonu ilerledikçe kedide halsizlik, depresyon, yüksek ateş, yeme içmede azalma, kronik ishal, kansızlık, kilo kaybı belirtileri görülmeye başlayabilir. Merkezi sinir sisteminde, gözde ve deride de enfeksiyon oluşma riski bulunmaktadır. Histoplazmoz mantar enfeksiyonunun teşhisi vücut sıvıları veya dokulardaki mantarların incelenmesiyle gerçekleşir. Tam bir teşhis için kan testleri ve röntgenler de gerekli olabilir.

 

Histoplazmoz enfeksiyonunun neden olduğu mantar hastalığının tedavisi zordur ve antifungal ilaçların uzun süre kullanılması gerekebilir. İlaç tedavisinin yanı sıra ikincil hatalıkların oluşma riski de yakından gözlemlenmelidir. İkincil bir hatalık meydana gelirse derhal bu hastalığın da tedavisine başlanmalıdır. Kedilerde histoplazmoz enfeksiyonu tedavisi ilaçların düzgün bir şekilde kullanımı / uygulanması ve yeterli / dengeli beslenmeleri gerekmektedir.

 

Miçetoma

 

Miçetomalar kedilerde çok nadir görülen enfeksiyon çeşitlerinden biridir. Nodül veya tümör görünümüne sahip olan bu enfeksiyon deri altı dokularını etkiler. Mantarların neden olduğu miçetoma lezyonları mantarın çeşidine göre renk ve boyut farklılıkları gösterebilir.

 

Kedilerde mantarın sebep olduğu miçetoma enfeksiyonu genellikle sadece deri altı dokuyu etkiler. Ancak bazı durumlarda enfeksiyon genişleyebilir. Kedilerde miçetoma enfeksiyonu genellikle bacaklarda, yüzde veya ayaklarda oluşan cilt nodülleri ile karakterizedir. Enfeksiyon ayak bölgesinde oluştuysa eğer kemiğe kadar ilerleme riski de bulunur.

 

Kedilerde miçetoma enfeksiyonu hastalığının teşhisi için öncelikle enfeksiyona neden olan mantarın çeşidinin bilinmesi gerekir. Mantarın türünü anlayabilmek için doku biyopsisi gerekebilir. Miçetoma enfeksiyonu yaşamı tehdit eden bir hastalık olmasa da tamamen iyileşme süreci zor ve zahmetlidir. Kedilerde miçetoma enfeksiyonu hastalığının tedavisi için antifungal ilaçlar kullanılır ve gerekirse cerrahi müdahale ile ampütasyon yapılır.

 

Blastomikoz

 

Blastomyces dermatitidis mantarının sebep olduğu blastomikoz enfeksiyonu toprağın nemli ve asidik olduğu, çürüyen bitki yönünden zengin olduğu topraklarda yaygın olarak görülür. Güvercin ve yarasa dışkısı da blastomikoz enfeksiyonuna sebep olan mantarları içerebilmektedir. İnsanlara ve köpeklere de bulaşma özelliği gösterebilen blastomikoz enfeksiyonu en sık kedilerde görülür. Kedilerde blastomikoz enfeksiyonunun birden fazla organa yayılma göstermesi ihtimali düşüktür.

 

Blastomikoz enfeksiyonu genellikle akciğerde tutulur ve bağışıklık sistemi baskılandığında enfeksiyon akciğerlerden kan dolaşımına yayılma gösterir. Genellikle deride meydana gelen blastomikoz enfeskiyonu akciğer enfeksiyonu şeklinde gelişirse vücuda yayılma ihtimali daha fazla olur.

 

Kedilerde blastomikoz enfeksiyonunun belirtileri şu şekilde görülmektedir:

 

  • Yüksek ateş
  • Hareketlerde azalma
  • Fiziksel aktivite yetersizliği
  • Uyuşukluk
  • Yeme içmede azalma / iştah kaybı
  • İştah kaybına takiben kilo verme
  • Öksürük ve nefes almada zorluk (Akciğerlerde meydana gelen blastomikoz enfeksiyonu için)
  • Lenf düğümlerinde büyüme
  • Kemik tutulumu sonucu oluşan topallık
  • Üreme organı sistemi ve idrar yolu sistemi tutulumu sonucunda idrara çıkmada zorluk ve kanlı idrar
  • Göz tutulumu sonucunda oluşan ışığa karşı hassasiyet, gözde ağrı, göz tansiyonu
  • Retinanın tutulması sonucunda körlük
  • Deri üzerinde gözlenen akan nodüller ve büyük apseler

 

Eğer blastomikoz enfeksiyonu kedilerde merkezi sinir sistemine saldırırsa davranış değişikliklerine, nöbetlere, komaya ve hatta ani ölümlere sebep olabilmektedir.

 

Blastomikoz enfeksiyon hastalığının teşhisi için belirtiler incelenmelidir. Öksürük ve nefes darlığı yaşayan kedilerde blastomikoz enfeksiyonundan şüphelenilebilir. Hastalığın tam teşhisi içinse idrar ve kan testleri yapılmalıdır. Kedilerde bu enfeksiyonun tedavisi kedinin güncel sağlık durumuna, enfeksiyonun şiddetine bağlı olarak değişebilmektedir. Tedavi öncelikli olarak mantarı yok etmek için antifungal ilaçlara başlama ve nefes almada zorluk, öksürük ve göz problemleri gibi belirtileri yok etme üzerine olacaktır. Tedavi süreci uzun ve zahmetlidir. Kedilerde blastomikoz enfeksiyonu görüldüğü zaman çok iyi bir tedavi ve bakım ile en az 2 ayda iyileşme görülebilir. Bu esnada reçete edilen antifungal ilaçlar dikkatli bir şekilde kullanılmalı ve kedinin genel sağlık durumu yakından takip edilmelidir.

 

Phaeohyphomycosis

 

Kedilerde phaeohyphomycosis enfeksiyon hastalığına Dematiaceae familyasından mantarlar sebep olmaktadır. Phaeohyphomycosis enfeksiyonunun kedilerde görülme olasılığı oldukça nadirdir. Enfeksiyon kedilerde açık yaralardan içeri sızarak bulaşma şekli gösterir. Enfeksiyon genellikle başka organlara yayılma göstermez ve deri altındaki dokular ile sınırlıdır. Enfeksiyon deri altında yavaş yavaş büyür ve ayaklarda, yüzde, kulakta ve burunda bulunur. Phaeohyphomycosis enfeksiyonu çok nadir olarak merkezi sinir sistemini etkiler. Bu olduğunda tedavi aşaması da zorlaşır. Deride oluşan lezyonların ameliyat ile alınması en bilindik tedavi yöntemidir ancak ameliyatın mümkün olmadığı durumlarda antifungal ilaçlar ile iyileşme sağlanabilir.

 

Rhinosporidiosis

 

Rhinosporidiosis enfeksiyon çeşidi rhinosporidium seeberi mantarının sebep olduğu bir hastalıktır. Kedilerde görülme olasılığı oldukça nadirdir. Rhinosporidiosis enfeksiyonu genellikle kedilerde burun boşluğunu ve deri altını etkileyen kronik ve hayati tehlikesi olmayan bir hastalıktır. Rhinosporidiosis ile enfekte kedilerde burun boşluğunda yumuşak ve pembe renkli polipler oluşur ve burun geçişini kapatır. Deri lezyonları cilt üzerinde tekli ya da çoklu bulunabilir.

 

Rhinosporidiosis enfeksiyon hastalığının teşhisi doku örneği alınarak biyopsi yapılması ile teşhis edilir. Tedavi için en yaygın yöntem ise cerrahi yöntem ile lezyonların temizlenmesidir. Bu hastalık kedilerde iyileşme sağlandıktan sonra tekrar ortaya çıkabilir, nüksedebilir.

 

Sporotrikoz

 

Sporothrix schenckii mantarının sebep olduğu sporotrikoz enfeksiyonu bulaşan kedilerde hastalığın tedavisi uzun sürmektedir. Sporotrikoz enfeksiyonunun organizmaları dünyanın her yerinde yaygın olarak bulunur. Enfeksiyon genellikle mantar sporlarının bulaştığı dalların kedinin vücudunu kesmesi sonucu içeri girebilir ya da mantar enfeksiyonunun bulunduğu topraktan temas yoluyla bulaşabilir. Sporotrikoz enfeksiyonu hayvanlardan insanlara bulaşabilme özelliğine sahiptir. Enfeksiyon kapmış kediler enfeksiyonlu yaradan ve dışkıdan çok kolay bir şekilde mantarı yayabilirler. Bu nedenle sporotrikoz enfeksiyonu kedilerde ve insanlarda yüksek bulaşıcı riskine sahiptir.

 

Sporotrikoz enfeksiyonu köpeklerde ve başka canlılarda da görülebilse de en sık kedilerde meydana gelen bir enfeksiyondur. Enfeksiyon genellikle deri bölgesini etkiler ve yayılma göstermez. Sadece cildi etkileyen sporotrikoz enfeksiyonu en fazla yakınlardaki lenf düğümlerine yayılma özelliği gösterirler. Kedilerde sporotrikoz enfeksiyonu görüldüğünde en çok burun köprüsü, kafa bölgesi ve kulaklarda cilt lezyonları görülür. Genel hastalık belirtileri ise şu şekildedir:

 

  • Yüksek ateş
  • Halsizlik
  • Depresyon
  • Deri lezyonları

 

Sporotrikoz enfeskyion belirtileri hastalığın ilk evrelerinde pek belirgin değildir bu nedenle teşhis gecikebilir. Bu süre içinde kedi dışkısı yoluyla mantarı yaymaya da devam edebilir. Sporotrikoz enfeksiyon hastalığının genel hastalık semptomları görülmeye başlandığında hastalık bu süreci takiben nadir de olsa kan dolaşımına yayılma göstererek akciğerlere, karaciğere, dalağa, testislere, merkezi sinir sistemine ve sindirim sistemine taşınabilir.

 

Sporotrikoz teşhisi kedilerde enfeksiyondan etkilenen deriden doku örneği veya mantar örneği alınıp incelenmesiyle sağlanır. Tedavi süresinde antifungal ilaçların kullanımı gerçekleşir ve tedavi en az bir iki ay sürebilmektedir. Sporotrikoz enfeksiyonu kedilerden insanlara bulaşabileceğinden sporotrikoz ile enfekte olmuş kedilerin tedavisinde çok dikkatli olmak gerekir ve hijyene çok önem verilmelidir. Kedilerde sporotrikoz enfeksyon hastalığı için kedi sahiplerinin maksimum derecede önlem alması gerekmektedir.

 

 

 

Kedi Gribi – Kedilerde Viral Üst Solunum Yolu Hastalıkları

Kedi Gribi – Kedilerde Viral Üst Solunum Yolu Hastalıkları

Kedi gribi ya da kedilerde üst solunum yolu enfeksiyonu olarak bilinen bu hastalık kedilerde en sık rastlanan viral üst solunum yolu hastalıklarından biridir. Bu hastalık önlem alınmadığı takdirde kedilerin yaşamını tehdit eden viral bir hastalıktır. Kedi gribi hastalığının oluşmasındaki en büyük neden kedi kalisivirüsün (FCV) veya kedi herpes virüsünün (FHV ya da FHV-1) sebep olduğu enfeksiyonlardan kaynaklanır.

Kedi Gribi

Kedilerde Herpes Virüsünün Neden Olduğu Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Nedir? Nasıl Bulaşır?

Kedilerde görülen üst solunum yolu enfeksiyonu, kedi gribi insana bulaşır mı sorusunu da beraberinde getirmektedir. Kedilerde görülen bulaşıcı virüs hastalıkları arasında en yaygın olarak karşılaşılan herpes virüsü, kedilerde görülen bir virüs olduğu gibi zoonoz özelliğe sahip değildir yani bu virüs insan vücuduna taşınan bir virüs olmadığı gibi kedilerden insanlara bulaşma özelliği de taşımaz. Virüs vücuda girdikten sonra sinir hücrelerine yerleşir ve sinir hücreleri üzerinde canlının hayatı boyunca orada yaşamaya devam eder. Kedilerde üst solunum yolu hastalıkları en çok yavru kedilerde görülse de sadece yavru kedilerde görülmez. Kedi gribi hastalığında her yaştan ve her ırktan kediler risk grubundadır.

Hastalığın bulaşma şekli ise hasta kedinin salgıladığı burun akıntısı, göz yaşı, salya ve hapşırması esnasında etrafa saçılan partiküllerin solunması veya teması ile olur. Bir diğer bulaşma şekli ise anne kedinin yavruya bulaştırdığı durumdur. Hastalık daha çok yavru kedilerde riskli durumlar oluşturmakla beraber bağışıklık sistemi zayıflamış / baskılanmış olan tüm yaştan kedileri etkileyebilmektedir.

Kedi Üst Solunum Yolu Hastalıkları

Herpes Virüsünün Neden Olduğu Üst Solunum Yolu Hastalığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Kedilerde herpes virüsü, kalisivirüs ile birlikte kedilerde üst solunum yolu hastalıklarına sebep olmaktadır. Virüs kedinin vücuduna girdikten sonra sinir hücrelerine yerleşir ve genellikle göz ve solunum yolunu kapatır.

Eğer kedinin bağışıklık sistemi güçlüyse üst solunum yolu enfeksiyon hastalığı çok basit bir şekilde atlatılabilir. Ancak iyi bakılmamış, bağışıklık sistemi zayıf olan ya da stres altında olan kedilerde herpes virüsü, ciddi anlamda zarar verebilmektedir. Bu enfeksiyon kedilerde kornea iltihabına ve göz kayıplarına neden olabildiği gibi burun iltihabına da sebep olabilir. Kedi gribi kaç gün sürer sorusu bu aşamada belirsizdir çünkü bağışıklık sistemi zayıf olan kedilerde bir tedaviye başlanmazsa bu süre uzayabilir.

Herpes virüsü tedavi edilmediği takdirde akciğerlere kadar yayılabilmektedir. Akciğerlere yayıldıktan sonra virüs ikincil bakteriyel enfeksiyonları tetikleyebilir ve kedilerde hayati bir risk oluşturur. Ancak üst solunum yolu enfeksiyon belirtilerinin görülmeye başlandığı hastalığın ilk evre zamanlarında tedaviye başlanırsa, kısa süre içinde iyileşme sağlanabilir.

Klinik muayene ile hastalığın teşhisi genellikle el muayenesi ile sağlanır. Klinik muayenede herhangi bir teste genellikle ihtiyaç duyulmaz çünkü kedilerde kedi gribi belirtileri / üst solunum yolu hastalık belirtileri tipik özelliklere sahiptir.

Kedilerin en çok gözünü etkileyen herpes virüsü, hastalığın ileriki aşamasına geçilmeden önce kedi gribi tedavisi gerçekleşirse korneaya daha fazla zarar veremez ve göz kaybı yaşanmaz.

Kedi Grip Viral

Kedilerde Kalisivirüsün Neden Olduğu Üst Solunum Yolu Hastalığı Nedir? Nasıl Bulaşır?

Kedilerde kalisivirüs, herpes virüsü ile birlikte kedilerde üst solunum yolu hastalıklarına sebep olmaktadır. Kalisivirüs vücuda girdikten sonra sinir sistemi, üst solunum yolu sistemi, alt solunum yolu sistemi, mide-bağırsak sitemi ve eklem-kemik sistemini etkilemektedir.

Kedilerde kalisivirüsün sebep olduğu üst solunum ve alt solunum yolu enfeksiyonları kesinlikle insana bulaşan bir hastalık değildir. Virüs dış ortamda insana tutunabilir ve insandan kediye bu hastalık taşınabilir fakat zoonoz bir hastalık değildir.

Kalisivirüs dış ortamda çok uzun süre yaşayabilmesi ile bilinir ve birçok dezenfektana karşı da oldukça dirençlidir. Kalisivirüs aşısız bir kediye çok kolay bir şekilde bulaşabildiği gibi en çok sokak kedilerinde görülür ve bulaşma genellikle sokak kedilerden kaynaklanır. Kalisivirüsün sokak kedileriyle gerçekleşen temas sonucu evdeki kediye bulaşma riski çok fazladır. Bu nedenle ne kadar elinizi yıkasanız da kalisivirüsün direnci yüksek olduğundan bulaşma gerçekleşebilir. Sokak kedileriyle olan temas sonucunda eğer evdeki kedinizin bir aşısı yoksa sizden kedinize hastalığın bulaşma riski oldukça yüksek olmaktadır.

kedi kalisivirus nasıl bulaşır

Kalisivirüsün Neden Olduğu Üst Solunum Yolu Hastalığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Herpes virüsünde olduğu gibi kalisivirüsün de aşısı bulunmaktadır. Eğer kedinizin aşısı varsa ve aşılarını düzenli olarak yaptırmaya devam ediyorsanız herpes virüsü ve kalisivirüs hakkında endişelenmenize gerek kalmayacaktır.

Herpes virüste olduğu gibi kalisivirüsten de en çok yavru kediler etkilenmektedir. Özelikle sokak kedilerinde görülen bu enfeksiyon çeşitleri yine en çok sokakta bulaşır. Kalisivirüs herpes virüsün belirtilerini taşımakla birlikte (burun akıntısı, göz yaşı, hapşırık, öksürük) ağız içi yaralara da sebep olur. Birçok sokak kedisi kalisivirüs nedeniyle ağız içi iltihaba sahiptir.

Kalisivirüs kedilerin eklemlerini etkileyerek topallamalarına da neden olabilir. Sinir sistemini ve eklem sistemini etkileyen kalisivirüs bu nedenle kedilerde hareket anlamında birçok probleme neden olmaktadır. Kedi gribi öldürür mü sorusunun cevabı ise eğer tedavi edilmezse kalisivirüs kedilerde ölüme yol açabilir.

Kalisivirüsün bulaştığı kedinin bağışıklık sistemi güçlüyse eğer hastalığı çok hafif seyirde atlatabilir. Ancak bağışıklık sistemi güçlü olmayan kedilerde hayati tehlikeye neden olabilmektedir. Bu nedenle yavru kediler ve aşısız yaşlı kediler risk grubunun başında yer almaktadır. Kedilerin aşılarının yapılması ve düzgün beslenmesi kalisivirüsün ve herpes virüsünün sebep olduğu hastalıklarda kedilerin minimum zararla bu hastalığı atlatması ve kedilerin bağışıklık sistemlerini güçlendirme konusunda çok önemlidir.

Klinik muayene ile hastalığın teşhisi genellikle el muayenesi ile sağlanır. Kalisivirüsün neden olduğu kedi gribi hastalığı tipik belirtiler taşır ve hekimin el ile muayenesi sonucunda çok özel tetkiklere ihtiyaç duyulmadan hasta kediye teşhis koyulur. Hastalığın teşhisinde hastalığın hikayesi ve belirtilerin ne zaman başladığının bilinmesi de bu aşamada büyük rol oynamaktadır.

Kedi Gribi / Kedilerde Viral Üst Solunum Yolu Enfeksiyonunu Oluşturan Diğer Nedenler Nelerdir?

Kedilerde üst solunum yolu enfeksiyonlarının çok büyük bir bölümü (%80-90) viral kaynaklı sebeplerden, herpes virüsü ve kalisivirüsten oluşsa da bakteri kaynaklı diğer sebepler de kedi gribine / kedilerde üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olabilmektedir. Chlamydophila felis ve Bordetella bakterileri üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olabilmektedirler.

Bordetella bakterisi kedilerde hapşırma, burun akıntısı ve öksürüğe neden olabilirken, Chlamydophila felis bakterisi kedileri enfekte ederek konjonktivit denen göz hastalığına neden olur.

Kedilerde üst solunum yolu enfeksiyonu en çok barınaklarda yaşayan kedileri ve kedilerin kalabalık bir şekilde bulunduğu diğer ortamları etkilemektedir.

 

Hangi Kediler Kedi Gribi Hastalığında Risk Grubundadır?

Kedi gribinden en çok etkilenen kediler şu şekilde sıralanabilir;

  • Yavru kediler ve yaşlı kediler bağışıklık sistemleri zayıf olduğu için hastalıktan en çok etkilenen kedi grubundadır.
  • Aşısız kediler hastalığın tüm belirtiler ile birlikte hafif olmayan seyirde atlatılmasına neden olan bir faktör oluşturmaktadır. Aşısız kediler bu hastalığın bulaştığı risk grubundadır.
  • Bağışıklık sisteminin zayıf olması sadece yaş ile alakalı değildir. Kedi lösemisi kedilerde enfeksiyon kapma riskini yükseltir. Bağışıklık sitemini baskılayan ilaçların kullanımı da bu aşamada hastalığın bulaşmasında etkili olacaktır.
  • Stres altında olan bir kedi de risk grubunda yer alır. Stresli kediler sağlıklı olmaz ve virüsler için ideal bir konak haline gelir.
  • Dışarı çıkan kediler enfeksiyonu kapma riskini yukarı taşır ve risk grubuna dahil olur. Kedi gribinin en çok görüldüğü yerler olan sokaklardan bu hastalığın bulaşması an meselesi olabilmektedir.
  • Kedi gribinde en yüksek risk grubunu ise barınak kedileri ve bir arada yaşayan kediler oluşturmaktadır.
Kedi Gribi Belirtileri

Kedi Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir?

Kedilerde üst solunum yolu hastalıklarının büyük bir bölümünü oluşturan herpes virüs ve kalisivirüsün sebep olduğu enfeksiyonların kuluçka süresi sadece birkaç gündür. Enfeksiyon hastalığının belirtileri virüs kedinin vücuduna yerleştikten birkaç gün sonra ortaya çıkar. Hastalığın kuluçka süresi en fazla 10 gündür.

Kedilerde üst solunum yolu enfeksiyon belirtilerinin şiddeti kedinin durumuna ve risk grubuna göre değişiklik göstermektedir. Bazı kedilerde hastalığın belirtileri çok hafif atlatılır ve hastalık çok kısa sürer; bazı kedilerde ise hastalığın belirtileri çok şiddetli olur ve tedavi edilmediği takdirde hastalığın iyileşmesi çok uzun sürebilir.

Kedi gribi kaç gün sürer sorunun yanıtı kedinin ne kadar iyi bakıldığı ve ne kadar erken tedaviye başlandığı ile yakından ilgilidir. Enfeksiyon kapmış bir kedi kendi kendine çok uzun sürelerde iyileşebildiği gibi hastalığın yıkımlarını da çok acı bir şekilde yaşayabilir. Çünkü kedi gribinin tedavisine başlanmazsa eğer kedi sakat kalabilir, gözünü kaybedebilir ve hatta ölebilir.

Kedilerde görülen kedi gribinin en genel belirtileri şu şekildedir:

  • Burun akıntısı
  • Hapşırma
  • Yorgunluk, halsizlik
  • Depresyon
  • İştahta azalma
  • Yüksek ateş
  • Göz akıntısı

Bu belirtiler üst solunum yolu enfeksiyonu hastalığında görülen en genel belirtilerdir. Hasta kedinin klinik belirtileri vücuduna bulaşan virüsün çeşidine göre farklılık gösterecektir. Çünkü herpes virüsünün ve kalisivirüsünün klinik belirti çeşitleri ve belirtilerin şiddeti farklılık göstermektedir.

herpes hastalık belirtileri

Herpes Virüsün Neden Olduğu Üst Solunum Yolu Enfeksiyon Belirtileri Nelerdir?

Herpes virüsü kalisivirüse kıyasla kedilerde daha şiddetli geçirilen üst solunum yolu enfeksiyon hastalığına sebep olmaktadır. Hasta kedi herpes virüsünün neden olduğu bir enfeksiyon geçiriyorsa eğer en belirgin hastalık belirtisi gözün enfeksiyon kapması ve göz akıntısı olacaktır. Korneada meydana gelen ülser de görülebilen belirtiler arasındadır. Ayrıca:

  • Nefes borusu iltihaplanması
  • Hızla kilo kaybına yol açan şiddetli farenjit
  • Öksürük,

belirtileri en belirgin herpes virüs bulaşma hikayesini oluşturur.

Hasta kediler için acilen tedaviye başlanmazsa eğer kedide kalıcı hasarlar meydana gelebilir. Bu kalıcı hasarlar arasında kedinin gözünü kaybetmesi en yaygın olanıdır.

Kalisivirüsün Neden Olduğu Üst Solunum Yolu Enfeksiyon Belirtileri Nelerdir?

Kalisivirüs enfeksiyonu ile oluşan hastalık ise daha hafif seyirde gerçekleşir ve hasta kedi neredeyse göze çarpmayan belirtilere sahiptir. Kalisivirüs enfeksiyonu kapmış bir kedide görülen en belirgin hastalık belirtisi ağız içi yaralar / ülserlerdir. Kalisivirüsün vücudunda konakladığı bir kedi ayrıca herpes virüsten farklı olarak topallayabilir. Topallama sendromu ise özellikle yavru kedilerde görülür. Yavru kedilerde bu hastalık ayrıca zatürre şeklinde görülebilir.

 

Herpes virüsü ve kalisivirüsün neden olduğu üst solunum yolu enfeksiyonu belirtiler aşamasından sonra tedavi edilmezse eğer hastalık ilerleyebilir ve çok şiddetli bir hale gelebilir. Bu aşamada kedilerde burun enfeksiyonu ve akciğer enfeksiyonları oluşabilir. Kısacası kedi gribi tedavisi yapılmazsa eğer hastalık ilerler ve ikincil enfeksiyon riskleri ortaya çıkar. Hastalığın ilerlemesi ile birlikte hasta kedide kalıcı hasarlar meydana gelir. Bu kalıcı hasarlar arasında görülen yaygın hastalık ise kronik rinit denen sürekli gerçekleşen burun akıntısıdır.

Kedi Gribi Öldürür mü

Kedilerde Viral Üst Solunum Yolu Hastalıkları Öldürücü Müdür?

Kedi gribi normalde öldürücü riski bulunan bir hastalık değildir fakat bağışıklık sistemi zayıf olan kediler için öldürücü olabilmektedir. Ayrıca Kalisivirüsün bir türü olan vsFCV virüsü son derece tehlikeli ve öldürücüdür. Fakat bu vsFCV’nin neden olduğu enfeksiyonlar çok nadirdir.

 

Kedi Gribi / Kedilerde Viral Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Teşhisi Nasıl Koyulur?

Kedinizde üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunu düşünüyorsanız eğer mümkün olan en kısa süre içinde kedinizi bir veteriner hekime götürmeniz gerekir. Kedideki üst solunum yolu hastalığının teşhisini veteriner hekiminiz hiçbir teste ihtiyaç duymadan, ayakta muayene ile gerçekleştirebilir. Bu aşamada veteriner hekiminize hastalığın belirtilerinin ne zaman başladığını ne sıklıkla kedinizin bu şikayetleri yaşadığını, kedinizin son zamanlarda hangi ortamlarda bulunduğunu içeren hastalık geçmişi bilgilerini vermeniz teşhis için gerekli bilgiler bütününü oluşturur.

Ancak bazı durumlarda, veteriner hekiminiz bazı tetkiklerin yapılmasını isteyebilir. Bu tetkikler ise şöyledir:

  • Kan testi
  • Ağız ve göz salgısı örneği testi
  • Elektrolit testi
  • Röntgen

Kan testi bu aşamada kedinin hastalık belirtilerinde yer alan diğer semptomları belirlemek için gerekli olabilir. Ağız ve göz salgısı örnekleri ise hastalığa herpes virüsünün mü yoksa kalsivirüsünün mü sebep olduğunu anlamak için alınır. Hastalığa hangi virüsün neden olduğunu öğrenmek genellikle gerekli değildir. Elektrolit testi ile kedinizin susuz kalıp kalmadığı öğrenilir ve eğer enfeksiyonun neden olduğu hastalık ilerlemişse sonraki aşamalarda göğüs röntgenine ihtiyaç duyulabilir.

 

Kedi Gribi / Kedilerde Viral Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Tedavisi Nasıl Olur?

 

Kedi gribi hastalığında hastalığın tedavisi semptomları gidermek amaçlı yapılır. Bu aşamada önerilen tedavi de hastalığın seyrine ve şiddetine göre farklılıklar gösterecektir. Çünkü semptomların şiddeti her kedide farklılık gösterebilir. Kedi gribi evde tedavi için uygun bir hastalık değildir ancak kedinin hastalığı semptomların hafif görülmesi şeklinde gerçekleşiyorsa veteriner hekiminizin tavsiyesi ile kediniz ev kontrolünde kalabilir.

Semptomların tedavi edilmesi ile başlayan tedavi sürecinde öncelikle kedinin sağlığını en çok etkileyen hastalık belirtisi üzerinde durulur. Eğer hastalık ilerlediyse ve çeşitli komplikasyonlara yol açtıysa hastalığın kapsamına göre tedavi seyri değişiklik gösterebilir.

Kedi gribi için ilaç grubunda yaygın olarak tedavi için öncelikle antibiyotik ilaç tedavisine başlanır. Antibiyotikler üst solunum yolu enfeksiyonunda virüslerin neden olduğu hasarı en aza indirir ve en etkili tedavi şeklidir. Bu nedenle antibiyotikler çok düzenli şekilde kullanılmalıdır.

Kedilerde grip eğer şiddetli bir şekilde gerçekleşiyorsa örneğin burun tıkanıklığı nedeniyle zor nefes alıyorsa buhar soluma tedavisi önerilebilir.

Veteriner hekiminizin tavsiyesi üzerine kedi gribi ilaç yanında takviye olarak kedi interferonunun kullanımına da başlanabilir. İnterferonlar hastalık için destekleyici özelliğe sahip tedavi planını oluşturmaktadırlar.

Tedavi sürecinde antibiyotiklerin kullanımı ve hastalık sebebiyle vücudu yorgun düşen kedilerin çok iyi beslenmesi gerekir. Hasta kedilerin iştahı olmamasından dolayı onları cezbedecek kokulu ve tatlı, yüksek besleyicili ıslak mamalar ile tedavi sürecini mümkün olan en kaliteli mamalar ile geçirmek gerekir. Eğer kediniz ıslak mamayı yemiyorsa bunu mutlaka veteriner hekiminize söylemelisiniz. İştahsızlığı devam eden kedilerin hastaneye kaldırılması ve beslenme tüpüyle beslenmesi gerekebilir. Kedinizin dehidrasyon yaşamaması için su içip içmediğini kontrol etmek de son derece önemlidir.

Kedi sahiplerinin tüm bu tedavi sürecinde kedi gribi evde tedavi için kedilerini mümkün olduğunca sıcak tutmaları, göz ve burun akıntılarını her seferinde yeni bir pamukla ve nazik bir şekilde temizlemeleri, su ve mama kontrolünü sağlamaları gerekir.