Mar 15, 2023 | Köpek, Köpek Sağlık
Köpek Kısırlaştırma Nedir?
Köpek kısırlaştırma, köpeğinizin üreme organlarının bir kısmını veya tamamını cerrahi olarak çıkarmayı tanımlamak için kullanılan genel terimdir.
Köpek kısırlaştırmanın faydaları nelerdir?
Köpeğinizin kısırlaştırılması cinsel dürtülerini ortadan kaldırarak stresi engelleyecek, istenmeyen bir gebeliği önleyecek ve sağlıksal yönden bir çok fayda sağlayacaktır. Hem erkek hem de dişi köpek kısırlaştırma ameliyatları, günümüzde gerçekleştirilen en yaygın veteriner ameliyatlarından bazılarıdır ve veteriner hekiminiz bu prosedüre oldukça aşina olacaktır. Ameliyat konusunda veteriner hekimize güvenmeniz süreci kolaylaştıracaktır. Dolayısıyla kısırlaştırma ile ilgili aklınıza takılan tüm soruları veteriner hekiminizle istişare edin.
Köpek kısırlaştırmanın avantajları
- İstenmeyen gebelikleri önler. Unutulmamalıdır ki dünya üzerinde milyonlarca yavru köpek bakımsızlık, hastalık veya trafik kazalarından dolayı ölmektedir.
- Meme kanseri, rahim iltihabı, deri hastalıkları gibi istenmeyen durumların riskinin azalması
- Yumuşak davranış modelinin oturması
- Erkeklerin dişi bulmak için evden kaçma riskinin azalması.
- Saldırganlığın azalması
- Kontrolsüz şekilde artan nüfusu engellemesi
Kısırlaştırma işlemi, çeşitli ortamlarda yayılan asılsız dedikoduların aksine köpeğinize oldukça faydalı bir işlemdir. Fizyolojik olarak da davranış olarak da genç yaşta yapılmasının ciddi avantajları vardır. Ne kadar erken yaşta yapılırsa o kadar iyi diyebiliriz. Tabi ki vücut gelişiminin tamamlandığına emin olduktan sonra… Araştırmalara göre ilk bir yaş içerisinde yapılan kısırlaştırma işlemi, ileride görülebilecek prostat kanseri, rahim kanseri, meme kanseri gibi hastalıkları yüzde doksan oranında azaltmaktadır. Ayrıca davranış biçimi tamamen oturmadan genç yaşta yapılacak olan kısırlaştırma, köpeğinizin hayatı boyunca yumuşak bir mizaca sahip olmasını sağlayacaktır. Günümüz şartlarında kısırlaştırma işlemi keyfi bir davranıştan ziyade bir zorunluluk olarak görülmelidir.
Köpeği kısırlaştırmanın dezavantajları var mı?
Köpek kısırlaştırmasının sözde dezavantajlarının çoğu temelsizdir. Sahiplerin endişeleri genellikle aşağıdaki konulara odaklanır:
- Babalık içgüdüsünü tadamaması, köpeğin doğasına aykırı bir uygulama yaptırma korkusu
- Cerrahi / anestezi ile ilişkili riskler
Bununla birlikte, tüm ameliyatlar bir dereceye kadar risk taşırken, bunun rutin bir prosedür olduğunu ve köpeğinizi kısırlaştırmanın dezavantajlarından çok daha fazla avantajı olduğunu belirtmek gerekir.
Köpek kısırlaştırmanın herhangi bir alternatifi var mı?
Şu anda cinsiyet hormonlarını baskılayan çeşitli ‘geçici’ kısırlaştırma ürünleri mevcuttur. Genellikle cinsiyet hormonlarını ve etkilerini kontrol etmek için evcil hayvanınıza verilen hormonel ilaçlardır fakat bu hormon ilaçlarının ciddi anlamda yan etkileri bulunduğu unutulmamalıdır. Ancak ve ancak zorunlu durumlarda ve veteriner hekim kontrolünde kullanılmalıdır. Herhangi bir ilaç uygulamasından önce veteriner hekiminize mutlaka danışın..
Kısırlaştırılmış köpekler kilo alır mı?
Aslında tüm hayvanlar kısırlaştırıldıkları için şişmanlamazlar. Kısırlaştırma sonrası metabolik ihtiyaçları biraz azalır, böylece ihtiyaç duydukları yiyecek miktarı da azalır. Köpeğinizin diyetinin miktarını ve yiyecek türünü ayarlamanız şartıyla, kısırlaştırma sonucunda kilo almaları için hiçbir neden yoktur.
Köpeğimin kişiliği kısırlaştırmadan sonra değişecek mi?
Hayır, hayvanlar kısırlaştırıldıktan sonra sabit bakışlı, donuk ya da akılsız bir tavra bürünmezler. Hayatlarına eski hallerindeki gibi devam ederler. Hatta üreyememe stresi üstlerinden kalktığı için eskisinden daha mutlu olurlar.
Ya köpeğimin bir yavrusu olmasını istersem?
Herkes kendi köpeğini sever, onun mükemmel olduğunu düşünebilir, dünyaya bir yavrusunun gelmesini isteyebilir. Ancak neden özellikle evcil hayvanınızdan yavru almak istediğinizi dikkatlice düşünmek önemlidir. Artıları ve eksileri dikkatlice tartmanız gerekir.
İşte dikkate alınması gereken birkaç nokta:
- Yavrularınız doğduğunda ya da gebelik sürecinde işler planlandığı gibi gitmezse, tıbbi bakım oldukça pahalı olabilir.
- Dünyaya geldikten sonra yavrularınıza parvo, distemper gibi viral hastalıklar bulaştığında ciddi bir tedavi masrafı sizi bekliyor olacaktır. Ayrıca bu tür hastalıkların yüzde yüz tedavi şansını olmadığını da akılda tutmak gerekir.
- Evinizde bir köpeğiniz varken bir anda 7-8 köpeğe sahip olabilirsiniz. Her şey yolunda gitse bile birden fazla köpeğin bakımını organize etmek oldukça zordur.
- Yavruları sahiplendirmek istediğinizde bu süreç göründüğü kadar kolay olmayacaktır. Bir süre sonra duygusal olarak da bağlılık duyduğunuz yavruları sahiplendirmek sizin için zorlayıcı olabilir.
- Genetik hastalıklar nesilden nesile devam ederler. Baba adayı köpeğinizde bu hastalıklardan biri varsa yüksek ihtimalle yavrularında da olacaktır. Dolayısıyla kısırlaştırma sonrası muhtemel genetik hastalığa sahip nesillerin üremesini engellemiş olursunuz.
Kısırlaştırmak istediğim yaşlı bir köpeğim var, çok mu geç kaldım?
Köpeğinizi kısırlaştırmak için asla geç değildir. “Erken kısırlaştırmanın” bazı avantajları artık geçerli olmasa da, köpeğinizi daha sonraki yaşamda kısırlaştırmanın hala birçok faydası vardır. Tıbbi olarak yaşa uygun anestezi protokolü ve operasyon teknikleri her geçen gün gelişmektedir.
Erkek Köpek ve Dişi Köpek Kısırlaştırmanın Farkı Nedir?
Kastrasyon veya orşidektomi, erkek köpeklere yapılan ve testislerin çıkarılıp alınması işlemini ifade eden, dişi köpek kısırlaştırmasına göre nispeten daha basit bir işlemdir. Bu, erkek köpeklerin üreme yeteneğini ve ayrıca birçok erkeklik hormonu salgılamasını ortadan kaldırır.
Dişi köpeklerin kısırlaştırılması ise karın boşluğu açılarak içeride var olan yumurtalık (ovaryum) ve rahmin (cornu oteri) bir kısmının çıkarılıp alınmasıdır. Erkeklerde çok daha basit olan bu işlem dişi köpeklerde nispeten daha komplikedir. Fakat rutinde uygulanan operasyonlardır ve endişe edilmesi gereken durumlar mevcut değildir.
Köpek Kısırlaştırma Fiyatları ( 2023 ) Nelerdir?
Erkek kısırlaştırma, dişi kısırlaştırmadan kabaca daha ucuzdur diyebiliriz. Fakat köpeğinizin ırkı, kilosu, yaşı, veteriner hekiminizin kullandığı operasyon tekniği gibi etkenlere bağlı olarak bu maliyet değişebilir.
Herkes kendi evcil hayvanını sever ve mükemmel olduğunu düşünür. Buna rağmen, evcil dostunuzun neden üremesini özellikle istediğinizi dikkatlice düşünmek önemlidir. Artıları ve eksileri dikkatlice tartmanız gerekir. Yavrular doğduktan sonra işler planlandığı gibi gitmezse, viral ya da farklı kaynaklı bir hastalık olursa tıbbi bakım almanız bütçenizi zorlayabilir. Doğum beklendiği gibi gitmezse sezaryen operasyonu gerekebilir. Bu, normal kısırlaştırmaya göre daha maliyetli bir operasyondur. Yavrularınızın hepsine tek başınıza evinizde bakamayabilirsiniz. Onları sahiplendirmek istediğinizde ortada kalabilirsiniz. Evinizde 1 köpeğiniz varken bir anda 6-7 köpekle yaşamak zorunda kalabilirsiniz. Tüm bunlar ilk bakışta kolay gibi gözükse de ciddi anlamda üzerinde düşünülmesi gereken konulardır.
Köpek kısırlaştırma fiyatını öğrenmek için bu linke tıklayarak whatsapp hattımızdan bizlere ulaşabilir, dilerseniz de 0 (216) 594 5644 no’lu numaradan bizi arayarak fiyat ve detaylar hakkında bilgi alabilirsiniz.
Ağu 13, 2021 | Köpek, Köpek Hastalıkları, Köpek Sağlık
Köpeklerde beyin tümörü genellikle menenjiyom veya glioma şeklinde görülürler. En yaygın beyin tümörü türü menenjiyomdur, ancak araştırmalara ve elde edilen verilere göre gliomlar da köpeklerde sık görülmektedir. Bu gliomalar, nöronal olmayan tümörlerdir. Nöronal olmayan hücreler / glial hücreler, sinir sistemindeki hücre tiplerinin%90’ını oluşturmaktadır. Astrositler de bir tür nöronal olmayan (glial) hücre çeşididir.
Glial hücreler, sinir sisteminin etkinliği için gerekli olan çalışma şekline sahiptir. Gliomlar en çok 7-10 yaş arasında köpeklerde görülür. Kısa bruunlu köpek ırklarında bu tümör daha yaygın görülmektedir. Bu tip tümörler yavaş büyür ve kötü huylu agresif tümörlerdir.
Köpeklerde Astrositom Belirtileri Nelerdir?
Köpeklerde beyin tümörü / astrositom beyin kanseri olma özelliği taşır. Astrositom, astrositler adı verilen glial hücrelerden oluşur.
Köpeklerde astrositomun belirtileri şu şekildedir:
- Işığa karşı aşırı derecede hassaslık
- Hafif ya da şiddetli geçirilen nöbetler
- Anoreksi
- İştah kaybı
- Nistagmus hastalığı
- Hareket bozukluğu
- Körlük
- Nefes darlığı
Köpeklerde Astrositom Nedenleri Nelerdir?
Astrositomun köpeklerde görülme nedeni spesifik olarak belli değildir. Köpeklerde beyin tümörü oluşumu hala otopsisi yapılan köpekler üzerinde araştırmaları devam etmektedir. Çoğu astrositom vakalarında köpeklerde yaygın olarak görülen ortak özellikler ise şöyledir:
- Genetik faktörlerden dolayı astrositoma maruz kalma
- Radyasyona maruz kalma
- Tarım ilacı soluma, maruz kalma
- Travma veya yaralanma durumları
Köpeklerde Astrositom Tedavisi Nasıl Olur?
Köpeklerde beyin tümörü tedavisi diğer kanser türlerinde olduğu gibi erken teşhis ile sağlanabilmektedir. Tedavi yöntemleri ve tedavi çeşitleri köpeğin yaşına, cinsine göre değişiklik gösterebilmektedir. Dahası, kanserli hücre her köpekte farklı bir yapıya sahip olur. En uygun tedavi yöntemini ise veteriner hekiminiz belirleyecektir.
Köpeklerde beyin tümörü nasıl geçer durumu için en etkili yöntem erken teşhis ile gerçekleşebilir. Kemoterapi insanlarda ve hayvanlarda kanserli bir tümörün büyümesini yavaşlatır veya durdurmasına yardımcı olmak için kullanılır. Erken teşhis ile kemoterapi uygulaması köpeklerde oldukça etkili olabilmektedir.
Tedavi yöntemleri arasında radyasyon tedavisi kemoterapi ile birlikte verilir ve radyasyon kanserli hücrelerin DNA’sına zarar vererek kanseri yavaşlatmak ya da durdurmak için kullanılır.Kanserli tümörün ameliyat edilmesi yöntemi ise kanserin yayılma riskinden dolayı çoğu zaman tercih edilmemektedir.
Ağu 13, 2021 | Köpek, Köpek Hastalıkları, Köpek Sağlık
Köpeklerde memede tümörü farklı türlerde ve farklı boyutlarda görülebilmektedir. Meme tümörü dişi köpeklerde en çok görülen tümör çeşitlerinden biridir. Dişi köpeklerde oluşan tümörlerin yaklaşık olarak %45’i kötü huylu meme tümörü olma özelliğine sahiptir. Kötü huylu tümörler de kanserli tümörler anlamına gelmektedir.
Köpeklerde Meme Tümörünün Oluşum Nedenleri
Köpeklerde memede tümör neden olur bu durumunun spesifik bir cevabı yoktur. Yapılan araştırmalar sonucunda dişi köpeklerde oluşan meme tümörlerinin büyük bir bölümünün obezite ile ilişkili olduğu da saptanmıştır.
Meme tümörlerinin erkek köpek cinslerinde görülme olasılığı oldukça azdır. Erkek köpeklerde nadiren görülen meme tümörleri dişi köpeklerde karşılaşılan tümörler kadar kötü huylu tümör olma özelliğine sahip değildir.
Dişi köpeklerde daha yaygın olarak görülen meme tümörlerine çoğunlukla kısırlaştırılmamış köpeklerde rastlanır. Bu nedenle ilerleyen yaşlarda dişi köpeklerin meme tümörü riski taşımaması için genç yaşlarda kısırlaştırılması gerekir. Bir dişi köpek genç yaşta kısırlaştırılmazsa eğer ilerleyen yaşlarda kısırlaştırma işlemi yapmak bu riski ortadan kaldırmak için yeterli olmayabilir. Burada önemli olan dişi köpeklerin henüz gençken kısırlaştırılmasıdır. İlk kızışma döneminden önce kısırlaştırılan dişi bir köpekte ilerleyen yıllarda meme tümörü oluşma önemli ölçüde azalır.
Kedilerde Akne Belirtileri Nelerdir?
Kedi ağız aknesi kedinin çenesinde deri lezyonları olarak görülen belirtilere sahiptir. Çene derisi akne nedeniyle daha sert ve daha kırmızı bir görüntüye sahip olurken deri altında gözüken siyah noktalar / lezyonlar da aknenin belirtileri arasındadır. Bazı durumlarda çene altındaki lezyonlu bölgeden akıntı gelebilir ve iltihap belirtileri oluşmaya başlayabilir. Kedi aknesi sağlıklı kedilerde ağrılı ve çok şiddetli bir kaşıntıyla karakterize değildir. Ancak hasta kedilerde, özellikle de alerjik reaksiyona yatkın kedilerde lezyonlar genellikle iltihaba dönüşür ve çene bölgesi ağrılı / kaşıntılı bir hal alır. Kedilerde akne belirtileri diğer hastalıklardan kaynaklanan belirtilere de sahip olabilir. Kedilerde akne saçkıran ya da mantar enfeksiyonu geçiren kedilerde deri hastalığı belirtisi olarak ortaya çıkabilmektedir.
Meme Tümörleri Nasıl Teşhis Edilir?
Köpeklerde görülen meme tümörlerinin büyük bir bölümü fiziksel muayene esnasında kolaylıkla teşhis edilebilir. Meme tümörlerinde gözle görülen ve elle tutulan büyüklükte köpeğin meme bölgesinde irili ufaklı kitleler oluşabilir. Bu kitlelerin büyüklükleri her köpekte ve her vakada farklı olabilmektedir.
Fiziksel muayenede tipik olarak kendini belli eden meme tümörleri için teşhisin doğrulanması ve belirlenmesi de biyopsi işlemi ile gerçekleşir. Veteriner hekiminiz tümörün köpeğinizin vücudunda yayılma gösterip göstermediğini anlamak için ek testlere de ihtiyaç duyabilir. Radyografi görüntüleri bu aşamada en sık başvurulan yöntemlerden birisidir.
Meme Tümörü Belirtileri Nelerdir?
Köpeklerde memede tümörü belirtileri genellikle tipik özelliklere de sahiptir. Bazı durumlarda köpeğin vücudunda oluşan şişlikler de meme tümörü ile karıştırılabilecek benzerliklere sahip olurlar. Meme tümörü ile karıştırılabilen bazı belirtiler kist benzeri vücut oluşumları, lipomlar, apseler ve bunlara benzer cilt lezyonlarıdır. Meme bölgesinde cilt lezyonlarından kaynaklanan kızarıklık ve şişlik, sertleşmenin de etkisiyle meme tümörü görüntüsüne sahip olabilmektedir. Asıl tanı yapılan biyopsi gibi testler ile ortaya çıkmaktadır.
Bazı durumlarda meme dokusunda oluşan doku bozuklukları, kistler ve şişmiş lenfler de zamanla tümörlere dönüşebilmektedir. Bu nedenle köpeğin vücudunda tümöre rastlanmasa bile lenf yumruları veya kist görüldüğü durumlarda ekstra dikkatli olmak ve köpeği yakından izlemek gerekir.
Kötü huylu meme tümörlerinde köpeklerde görülen belirtiler şu şekilde olmaktadır:
- Meme bölgesinde ağrı ve şişlik
- Letarji
- İştahsızlık
- İştahsızlığa bağlı olarak kilo kaybı
Tümörler bazı durumlarda apselere dönüşebilir ve bu gerçekleştiği zaman da meme uzundan kanlı ve iltihap içerikli bir akıntı gelir. Kötü huylu tümörler aynı zamanda hızlı büyüme ve yayılma özelliğine sahiplerdir. Kötü huylu meme tümörlerin dağınık, büyük kitleler halinde ve deforme olmuş bir yapı ile karakterizeyken iyi huylu tümörler daha düzgün ve daha yuvarlak yapıya sahip olurlar.
Köpeklerde Meme Tümörü Tedavisi Nasıl Olur?
Köpeklerde memede tümörü tedavisi cerrahi yöntemler ile gerçekleşir. Ameliyatlar tümörün yayılma şekline ve büyüklüğüne göre sadece tek memede ya da tüm memede gerçekleşebilir. Meme tümörü ameliyatında lenf düğümleri de çıkarılarak yayılması önlenir. Meme tümörü tedavisinde kanser ilaçları, hormonal tedaviler ve radyasyon tedavisinin yararı olmadığı için cerrahi yöntemler en yaygın başvurulan tedavi yöntemleridir.
Köpeklerde memede tümörü nasıl geçer bunu en çok veteriner hekiminizin yöntemleri belirleyecektir. Enflamatuar meme karsinomu olan köpeklerde ameliyat tedavisi çok zor olacağı için ilaç tedavisi yararlı olabilmektedir.
May 3, 2021 | Köpek Hastalıkları, Köpek Sağlık
Köpeklerde mantar hastalığı tedavi edilmediği durumlarda köpekler için büyük sorunlar oluşturabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Mantarlar köpeklere bulaştığı zaman sporlar üreten parazitik organizmalardır. Doğal ortamda birçok çeşit mantar bulunmaktadır fakat bu mantarların çok az bir türü köpeklerde enfeksiyona sebep olur.
Köpeklerde Mantar Hastalığı Nasıl Bulaşır?
Mantar hastalığı tedavi edilmediği durumlarda hızla yayılma gösterebilir ve bu durum köpek sahipleri için de sıkıntılı bir durum oluşturabilir. köpeklerde mantar hastalığı insana bulaşır mı sorusunun cevabı bu aşamada evet olacaktır çünkü köpeklerdeki mantar hastalığı zoonoz karakterdedir yani insana bulaşabilme özelliğine sahiptir.
Köpeklerdeki mantar hastalığı kedilerde olduğu gibi yaygın görülür. Kedi ve köpeklerde oluşan mantar enfeksiyonlarının çoğuna aynı tür mantarlar sebep olmaktadır. Bazı mantarlar kedilerde daha fazla enfeksiyona sebep olabilirken, kedilerde daha fazla yaygınken; bazı mantar türleri köpeklerde daha fazla enfeksiyona sebep olur ve köpeklerde daha yaygındır.
Mantarlar genellikle mantar yönünden zengin topraklarda oluşan enfekte topraktan köpeklerde mantar hastalığı neden olur. Mantar enfeksiyonları en genel haliyle köpeklere mantarın solunması, yutulması yoluyla bulaşır. Bir diğer bulaşma şekli ise mantar enfeksiyonu bulaşan bir köpeğe yakın temas sonucuyla ya da mantar ile kontamine bir nesnenin köpeğin yarasından ya da çiziklerinden deri yoluyla içeri girmesi şekliyle gerçekleşir. Doğa yürüyüşleri esnasında topraktan köpeğe kolaylıkla mantar enfeksiyonu bulaşabilir.
Mantarlar türlerine göre kendilerine farklı tipte konakçı seçerler. Bazı mantar türleri sağlıklı köpekleri konakçı olarak seçerken, bazı mantarlar ise bağışıklık sistemi zayıf ve yetersiz olan köpekleri konakçı olarak seçer. Bağışıklık sistemi zayıf olan köpekler genellikle risk grubundadır. Yetersiz beslenen, hasta (kanser, lösemi vb.), stres altındaki, steroid ilaçlar kullanan köpek çeşitleri bağışıklık sistemi zayıf olan köpeklerdir. Ayrıca yavru köpeklerin ve yaşı ilerlemiş köpeklerin de bağışıklık sistemleri zayıftır bu nedenle bazı türdeki mantarlar için ideal bir konak olurlar.
Elde edilen verilere göre antimikrobiyal gibi mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyon hastalıklarını tedavi etmek için kullanılan ilaçların ve immunsupresiflerin yani bağışıklık sitemini baskılayıcı ilaçların uzun süreli kullanımı da mantar enfeksiyonun oluşma / bulaşma riskini de arttırdığı görülmektedir.
Köpeklerde mantar enfeksiyonuna sebep olan en yaygın mantar çeşitleri şu şekildedir:
- Aspergilloz
- Burun aspergillozu / nazal aspergilloz
- Yaygın aspergilloz
- Kandidiyaz
- Koksidioidomikoz (Vadi Ateşi)
- Kriptokokkoz
- Jeotrikoz
- Histoplazmoz
- Mycetomas
- Blastomikoz
- Oomikoz (Pythiosis ve Lagenidiosis)
- Phaeohyphomycosis
- Rinosporidiyoz
- Sporotrikoz
Aspergilloz Enfeksiyonu Çeşitleri Nelerdir? Neye Sebep Olur?
Aspergilloz mantarı enfeksiyonu aspergillus mantarının birkaç türünün neden olduğu bir mantar enfeksiyonu çeşididir. Tüm evcil hayvanlarda görülebilme özelliğine sahip en yaygın mantar çeşididir. Köpeklerde aspergilloz solunum yollarını etkileyebilen ve başka bölgelere de yayılma gösterebilen bir mantar enfeksiyonudur. Aspergillozdan etkilenen köpeklerin farklı özellikleri ve farklı semptomları olabilmektedir.
Burun boşluğu ve sinüsleri etkileyen nazal aspergilloz enfeksiyon hastalığı aspergillus fumigatus mantarından kaynaklanmaktadır. Nazal aspergilloz genellikle burun boşluğuna etki eden ve pek fazla yayılma göstermeyen bir mantar enfeksiyonu çeşididir. Burun bölgesini işgal eden nazal aspergilloz mantarları genellikle kendisine sağlıklı köpekleri konakçı olarak seçer ve en sık uzun burunlu köpek ırklarında görülür.
Aspergilloz enfeskiyonu belirtileri şu durumları içerebilir:
- Uyuşukluk
- Kanlı burun akıntısı
- Burunda ağrı meydana gelme
- Hapşırma
- Burun delikleri çevresinde lezyonların gözlemlenmesi ve ülserler
Köpeklerde mantar hastalığı ilaçları nazal aspergilloz teşhisi yapılan köpekler için burun boşluğuna ve burun bölgesine uygulanan antifungal ilaçlar ve gerekirse ağızdan yutulan antifugal ilaçları içerir. Yaygın aspergilloz çeşidinde ise enfeksiyona genellikle aspergillus tereus, aspergillus deflectus ve aspergillus niger mantarları sebep olmaktadır. Yaygın aspergilloz enfeksiyonu en çok Alman çoban köpeklerinde görülür.
Yaygın aspergilloz hastalığında mantar solunum yolunu tutar ve buradan akciğerlere geçer. Genellikle enfeskiyon kan dolaşımına sıçrar ve buradan da omurgalara ve böbreklere doğru ilerleme gösterir. Organlar ile birlikte kas sistemi ve kemik sistemi de etkilenebilir.
Yaygın aspergilloz hastalığı belirtileri arasında:
- Kısmi felç
- Topallık
- Nörolojik belirtiler
- İştahsızlık
- Kilo kaybı
- Kas kaybı
- Yüksek ateş
- Halsizlik
- Uyuşukluk
- Kusma
- İdrarda kan
- İdrar kaçırma
- Lenf düğümü büyümesi
Durumları gözlenebilmektedir. Bağışıklık sistemi zayıf olan hasta köpeklerin çoğu yaygın aspergilloz enfeksiyon hastalığında iyi bir tedaviye rağmen ölebilmektedir. Köpeklerde mantar hastalığı tedavisi yaygın aspergilloz enfeksiyonunda karmaşık olabilmektedir.
Kandidiyaz Enfeksiyonu Nedir? Neye Sebep Olur?
Kandidiyaz mantar enfeksiyonuna genellikle candida albicans mantarı neden olur ve köpeklerde nadir olarak görülür. Kandidiyaz enfeksiyonundan mukoza zarları, cilt ve mide-bağırsak sistemleri etkilenir.
Köpeklerde mantar ilacı kandidiyaz mantar enfeksiyonu için topikal uygulama gerektiren antifungal merhemlerden oluşmaktadır ve bazı durumlarda damar yolundan ilaçlar enjekte edilebilir.
Koksidioidomikoz (Vadi Ateşi) Enfeksiyonu Nedir? Neye Sebep Olur?
Koksidioidomikoz mantar enfeksiyonuna genellikle coccidioides immitis mantarı neden olur ve mantar sporlarının solunmasıyla oluşan, köpekler arsında bulaşıcı olmayan bir enfeksiyon çeşididir.
İnsanlar ve kediler vadi ateşi hastalığından etkilenebilirler ancak bu hastalığa en çok köpekler yatkınlık gösterir. Köpeklerde mantar hastalığı belirtileri vadi ateşi enfeksiyonu için köpeğin durumuna ve enfeksiyonun yayılma şekline / hızına göre farklılık gösterebilmektedir. Vadi ateşi genellikle solunum yollarını etkileyen bir hastalıktır ancak buradan gözlere, kemiklere, eklemlere bulaşma gösterebilir. Vadi ateşsi hastalığının genel belirtileri ise şu şekildedir:
- Kronik öksürük
- İştahsızlık
- Topallama
- Yüksek ateş
- İshal
- Deride lezyonlar ve ülserler
Vadi ateşi teşhisi koyulan köpekler için hastalık tedavisi enfeksiyonun vücuda yayıldığı durumlarda 12 ay sürebilmektedir. Eğer hastalık ortaya çıktığında kronik solunum yolu hastalıkları da oluştuysa uzun süre antifungal ilaçların kullanılmasına ihtiyaç duyulabilir. Vadi ateşi hastalığı tedavisi solunum yolu belirtilerini ortadan kaldırma için etkilidir fakat enfeksiyonun yayılımına göre ve köpeğin sağlık durumuna göre risk durumu oluşabilmektedir.
Kriptokokkoz Enfeksiyonu Nedir? Neye Sebep Olur?
Cryptococcus neoformans and cryptococcus gattii mantarları kriptokokkoz enfeksiyon hastalıklarının oluşmasına neden olur. Bu enfeksiyon çeşidinde solunum yolları başta olmak üzere, merkezi sinir sistemi, göz, burun boşluğu ve cilt de etkilenebilir. Kriptokokkoz enfeksiyonu mantarları genellikle bağışıklık sistemi zayıf olan köpekleri konakçı olarak seçer.
Köpeklerde kriptokokkoz enfeksiyon belirtileri şu şekildedir:
- Merkezi sinir sistemi tutulumu sonucu oluşan anormal göz hareketleri, yüz felci, nöbetler ve daire çizme gibi belirtiler.
- Göz iltihabı ve gözde kanama
- Burunlar ve akciğerlerde nodüller
Kriptokokkoz enfeksiyon hastalığı köpeklerde mantar hastalığı nasıl tedavi edilir durumu için yaygın tedavi yöntemlerini içerir. Burun içi oluşan nodüller cerrahi yöntemle temizlenir ve enfeksiyon için antifungal ilaçlar kullanılır. Tedavi / tedavi süresi enfeksiyonun yayılma şekline göre köpeğin sağlık durumuna göre değişkenlik gösterecektir ancak bağışıklık sistemi zayıf olan köpeklerde iyileşme oranı düşüktür ve ölümler gerçekleşebilmektedir.
Köpeklerde meydana gelen mantarların neden olduğu histoplazmoz, misetom, blastomikoz, oomikoz (Pythiosis ve Lagenidiosis), feohifomikoz, finosporidiyoz ve sporotrikoz enfeksiyonları köpeklerde nispeten nadir görülür ve enfeksiyonun her çeşidi için zayıf bağışıklık sistemine sahip köpekler risk altındadır.
Köpeklerde mantar hastalığı öldürür mü sorusunun yanıtı zayıf bağışık sistemine sahip olan köpekler için bu risk hep olacaktır. Ancak bazı durumlarda mantar hastalığı sağlıklı bir köpekte de tedavi edilmediği sürece (özellikle yayılma eğilimi olan mantar enfeksiyonlarında) çeşitli komplikasyonlara yol açabilir ve köpeği öldürebilir. Bu nedenle köpekte mantar hastalığının belirtileri görülmeye başlandığında vakit kaybetmeden tedaviye başlanması gerekir.
May 3, 2021 | Köpek, Köpek Hastalıkları, Köpek Sağlık
Köpeklerde lenfoma kötü huylu, kan yoluyla bulaşan bir lenfosit kanseri durumunu açıklamaktadır. Lenf kanseri lenf düğümlerine veya lenfatik sisteme saldırır ve lenfoma hastalığı lenf hücrelerinin kanser olmasıyla oluştur. Köpeklerde lenfoma genellikle sindirim sistemi, deri ve göz gibi bölgeleri etkilerken karaciğer, böbrek gibi birçok organı da etkileme özelliğine sahiptir. Lenfoma kanseri sadece bir bölgede lokalize olabileceği gibi tüm vücuda yayılma özelliği de gösterebilir.
Lenfatik sistem lenf düğümlerini, dalak ve bademcikleri içeren lenfatik organları ve lenfatik damarları içerir. Lenfatik sistemlerin vücutta çok önemli görevleri vardır. Köpeklerde lenfoma evreleri oluşan lenfomanın türüne ve yayılma şekline bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Lenfoma En Çok Hangi Köpeklerde Görülür?
Köpeklerde lenfoma oluşumun birden fazla sebebi vardır. Bazı köpek cinsleri ise lenfomanın oluşmasına daha yatkındırlar. Kurt cinsi köpekler ise lenfoma türü kansere yatkın değillerdir. Lenfoma kanserine en yatkın olan köpek cinsleri ise: Teriyer, buldog, golden retriever, boxer, pomeraian, sanit bernard cinlerindeki köpeklerdir.
Lenfoma aynı zamanda orta yaşlı ve yaşlı köpeklerde daha yaygın görülür. Henüz kanıtlanmamış olsa da genetik aktarma şeklinde lenfoma kanserinin görülme oranı da çok yüksektir. Elde edilen veriler doğrultusunda köpeklerde lenfoma kanseri genetik yatkınlıktan dolayı ortaya çıkabilmektedir.
Köpeklerde lenfoma hastalığı en sık teşhis edilen kanser olma özelliğine sahiptir ve tedavi edilebilirlik oranı yüksektir. Lenfoma kanseri köpeklerde kanser teşhislerinin %15-20’sini oluşturur. Köpeklerde yaygın olarak görülen lenfomanın köpekler üzerinde çok farklı etkiye sahip çeşitleri mevcuttur ancak en yaygın dört farklı çeşidi vardır. Lenfoma çeşitleri ise şu şekildedir:
- Sistemik lenfoma / çok merkezli lenfoma
- Sindirimsel lenfoma
- Mediastinal lenfoma
- Ekstranodal lenfoma / kutanöz lenfoma
Sistemik Lenfoma / Çok Merkezli Lenfoma Nedir?
Sistemik lenfoma köpeklerde en yaygın görülen lenfoma türüdür ve köpeklerde sistemik lenfoma %80-85 oranında görülmektedir. Sistemik / çok merkezli lenfoma çeşidinde kanser hücreleri köpek vücudundaki lenf düğümlerine saldırır.
Sindirimsel Lenfoma Nedir?
Köpeklerde b hücreli lenfoma sindirim sistemini etkileyen lenfomadır ve en sık görülen diğer lenfoma çeşidi olma özelliği taşır.
Mediastinal Lenfoma Nedir?
Mediastinal lenfoma sindirimsel lenfomaya ve sistemik lenfomaya kıyasla daha nadir görülür. Mediastinal, köpeklerde göğüs boşluğunun içinde yer alan büyük bir bölgeyi kapsamaktadır. Mediastinal lenfoma ise göğüste yer alan lenf düğümleri ve timüs gibi lenfoid organlarının etkilenmesi ile oluşur.
Nis 29, 2021 | Köpek, Köpek Hastalıkları
Köpeklerde ehrlichia hastalığı genellikle kahverengi köpek kenesi tarafından bulaşma gösteren, erlichia canis paraziti kaynaklı bulaşıcı bir köpek hastalığıdır. Köpeklerde ehrlichia özellikle Alman çoban köpekleri ve doberman pinschers cinslerinde yaygın olarak görülür.
Köpeklerde Ehrlichia Nedir?
Köpeklerde ehclichia hastalığına riketsiya organizması sebep olur ve bunlar bakterilere benzemektedir. Ehrlichia hastalığı köpeklerde en sık görülen riketsiyal türdür. Bazı durumlarda riketsiyanın diğer türleri de hastalığa sebep olabilir. Köpeklerde erlişya hastalığı hastalık ilk olarak Vietnam’daki askeri köpeklerde ortaya çıktığı için, izci köpek hastalığı ve tropikal köpek pansitopeni olarak da adlandırılır. Köpeklerde ehrlichia hastalığı zoonoz bir özelliğe sahiptir yani insanlara da bulaşabilmektedir.
Ehrlichia ile Bir Köpek Nasıl Enfekte Olur?
Ehrlichia, köpeklerde enfekte bir kene tarafından ısırıldıktan sonra gelişen bir hastalık olma özelliği taşır. Kahverengi köpek kenesi, Ehrlichia organizmasının doğadaki ana kaynağıdır. Bu nedenle hastalık direkt olarak kahve rengi köpek kenesinden köpeklere taşınır ve bu şekilde enfekte olur. Elde edilen verilere ve yapılan araştırmalara göre başka kene türlerinin de köpeklerde ehrlichia’nın alt türlerinin görülmesine sebep olduğu anlaşılmıştır.
Ehrlichia’nın Belirtileri Nelerdir?
Köpeklerde ehrlichia hastalık belirtileri üç aşamaya ayrılmaktadır:
- Akut enfeksiyon (erken hastalık)
- Subklinik enfeksiyon (enfeksiyon belirtileri görülmez)
- Kronik enfeksiyon (Uzun süreli enfeksiyon)
Akut Enfeksiyon (erken hastalık) Aşaması Nedir?
Ehrlichia’nın yaygın olarak görüldüğü bölgelerde akut dönem bulgularına sahip birçok köpek görülür. Hastalığın akut aşamasında enfekte köpeklerde görülen belirtiler şu şekildedir:
- Yüksek ateş
- Şişmiş lenf düğümleri
- Solunum güçlüğü
- Kilo kaybı
- Kanama bozuklukları (kendiliğinden kanama durumları)
- Nadir olarak nörolojik rahatsızlıklar
Ehrlichia’nın akut aşamas 2 – 4 hafta sürebilir ve bazı köpeklerde enfeksiyon kendiliğinden iyileşme özelliği gösterebilir. Bazı köpekler ise subklinik aşamasına geçebilir.
Subklinik Enfeksiyon Aşaması Nedir?
Subklinik aşama ise organizmanın mevcut olduğu, ancak herhangi bir hastalık belirtisine neden olmadığı enfeksiyon aşamasını açıklar. Köpek sahipleri subklinik aşamasında olan bir köpeğin enfeksiyon geçirdiğini çoğunlukla anlayamaz çünkü köpekler hiçbir belirgin hastalık belirtisi göstermez.
Subklinik aşama genellikle en sıkıntı yaratan durumları oluşturur. Çünkü organizma köpeğin vücudundayken bulaşıcı olma özelliğini kaybetmez ve farklında olmadan hastalık yayılır. Subklinik aşamasında bir köpeğin enfekte olabileceği ancak kan testiyle ortaya çıkabilir ki bu da çoğu zaman yapılamaz çünkü ehrlichia anlaşılamaz.
Subklinik aşamasında enfekte olan köpeklerdeki enfeksiyon kendiliğinden iyileşme gösterebilir ya da sonraki aşama olan kronik ehrlichiosis’e ilerleyebilir.
Kronik Enfeksiyon Aşaması Nedir?
Kronik ehrlichiosis, bağışıklık sisteminin enfekteye sebep olan organizmayı ortadan kaldıramaması sonucunda oluşur. Köpeklerde kronik aşamaya geçen hastalık için tedavi daha da zorlaşır ve daha büyük sağlık problemleri ortaya çıkar. Kronik ehrlichiosis belirtileri ise şu şekildedir:
- Kan kaybı nedeniyle anemi / kansızlık
- Kanama nöbetleri
- Topallık
- Göz problemleri (gözde kanama / körlük)
- Nörolojik problemler
- Şişmiş uzuvlar
Kronik ehrlichiosis kronik aşamaya geçtiğinde acilen tedaviye başlanmalıdır. Hastalığın kronik evresinde tedavi süresi çok daha uzun olur ancak zamanında müdahale ile hayatta kalabilirler.
Köpeklerde Ehrlichia Hastalığının Tedavisi Nasıl Olur?
Köpeklerde erlişya hastalığı tedavisi özellikle kronik aşamadaki köpekler için fazla kan kaybedilmesi durumunda öncelikli olarak uygun kan naklinin yapılması ile başlar.Kan nakli hastalığı ortadan kaldırmaz ancak hayati önem taşır. Köpeğin iyileşebilmesi için önce semptomları ortadan kaldırmak gereklidir.
Doksisiklin gibi bazı antibiyotikler erlişya hastalığı için oldukça etkilidir. Genel sağlık durumu iyi olan köpekler dört haftalık bir tedavi sürecinden sonra iyileşebilirler. Enfekte köpeğin sağlık durumuna ve kan parametrelerine bağlı olarak steroidler gibi bazı destekleyici ilaçlara da ihtiyaç duyulabilmektedir.